KÜRK MANTOLU MADONNA
Gerçek midir değil midir bilmiyorum ama olay güzel… Adamın biri yıllar önce AKM’ye gidiyor, düğün günü almak için ona “burada düğün yapılmaz” dediklerinde de çok üzülüyor. Birkaç hafta sonra AKM’nin önünden geçerken koca bir afiş görüyor, “Figaronun düğünü’ . AKM’yi basıyor “Benim param yok sandınız ama Figaro’ya düğün yapıyorsunuz” diyerekten…
Şimdi efendim bu dangalaklık nereden düştü aklıma?
Geçtiğimiz günlerde izledik. Ekranda üç kişi, Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sı bir filme konu olacak, onu tartışıyor. Üçünün de adını vermeyeceğim hatta bu dangalaklığa sahne olan TV kanalını da belirtmeyeceğim…
Bu üç dangalaktan biri Sabahattin Ali’nin kitabını okuduğunu ve “altının çizilir bir yeri” olmadığını söylüyor. Adını vermediğim bu dangalak, bu kitabın Amerikalı şarkıcı Madonna’yı anlattığını zannetip uzun uzun varsayımlarda bulunuyor. Diğer iki dangalak da bu dangalağı heyecan ve ilgiyle izliyor. Sonra sanırım programı yöneten dangalak reji tarafından uyarılıyor ve kitabın 1943 yılında yazıldığını söylüyor… Stüdyoda kısa bir sessizlik oluyor ve rezalet zinciri birbirini izleyerek dakikalarca devam ediyor. Şarkıcı Madonna’nın o tarihlerde henüz dünyaya gelememiş olduğu hesaplanıyor falan… Rezaletin girişini sizlere aktarmaya çalıştım, programı izlemediyseniz eğer…
Diyeceğim o ki, bu dangalaklar televizyon basınının önde gelenleri olarak ahkam kesiyor, yine bu dangalaklara “gazeteci” deniyorsa bana demesinler lütfen…
Dangalaklık burada da bitmiyor, yaptığının abartıldığını belirten dangalak açıklama yaparak “mazlum”u oynuyor…
Cahillik tamam da yüzsüzlüğün bu kadarı da görülmüş müdür bilemiyorum…
Konu sanattan açıldı ya öyle de devam edip haftayı noktalayalım efendim… Madonna konusunu yazmaya devam edersem dilimi tutamayacağımı sanıyorum da…
Yukarıdaki bu dangalaklığın üzerine insanların sanata duydukları saygı konusunda unutulmaz bir örnek var, haydi onu paylaşayım sizlerle:
Yıl 1919… Müzik tarihinin en ünlü isimlerinden Ingaz Paderewski, büyük piyano virtiözü, politikaya atılmış. Polonya başbakanı olmuş…. Görüşmeler için Paris’e gidiyor. Polonya delegasyonunun başında. Versay Sarayı’nın aynalı salonundan içeri giriyor… Kendisini karşılayan Fransız başbakanı Climenceau diyor ki:
“Siz büyük piyanist Paderewski! Müziği bıraktınız ve sıradan bir politikacı oldunuz demek… Ne düşüş bu Tanrım…”
Ve bu haftaki yazımızı da bu kısa bilgiyle noktalayalım efendim…
Haftaya görüşmek dileği ile…