Kurumlar ihtiyaçtan doğar
Cemiyet hayatında genel ihtiyaçlar ortaya çıktığında o ihtiyaçları karşılamak maksadıyla bir hizmet üretilir. Bu hizmeti üretmek için gereken nizama da müessese, kurum adı verilir.
Hiçbir kurum durup-dururken, olsun diye ortaya çıkmaz.
Ortaya çıkan kurumlar genel nizama, azami kuruma uygun olursa çalışır. Genel nizamla, resmi, milli kurumla, devletle çelişen kurumlar hem kurulma aşamasında engellerle karşılaşır, kem de bir şekilde kurulsa bile gayri hukuki ilan edilerek kapatılır.
Xxxx
İnsanlar günlük nafakasının peşindeyken başka işlerle meşgul olmasınlar,diye bir müessese geliştirmişler. Sınırlardan gelecek yabancı tasallutları karşılayacak, önleyecek bir kurum geliştirmişler. Buna ordu, mensuplarına da asker denilmiş.
İçerde insanlar alış-veriş yaptığından, birbirleriyle ilişki halinde bulunduğundan kendi aralarında da kimi zaman sertleşmeler, itişip-kakışmalar, kavgalar, yaralamalar, aldatmalar, gasplar görülünce bir kurum daha ortaya çıkar. Polis, zabtiye, zabıta kurumu.
Devlet de tüm kurumların çalışmalarını kanunlara bağlamak, kanun kapsamına almak, yapılan işleri denetlemek ve başka devletlerle münasebetler geliştirmek için ortaya çıkan bir ana kurum. Devlet kendi içinde de kanun yapmakla görevli meclis, işleri anbean yürütmekle görevli icra ve kanunları uygulamakla ilgili yargıyı tesis etmiş. Bütün bunlar ihtiyaçtan doğan kurumlardır. Bu ihtiyaçlar her gün daha şiddetli kendini hissettirerek devam ediyor. O yüzden bu kurumları ortadan kaldırmaya yeltenmek asla doğru bir davranış değildir.
Xxxx
İnsanlar bir arada yaşarken, mesken sahibi olmalı, işyeri sahibi olmalı. Mesken ve işyerinin sahibi olunduğu gibi, işletmecisi de , çalışanı da, yöneticisi de, olunduğu görülünce konuyla ilgili müesseseler gelişmiş.
Üretimle ilgili, değişimle, tüketimle, kullanımla, el değiştirmeyle ilgili yasalar ve düzenlemeler ve bunları uygulayan nizamlar, düzenler, örgütler, teşkilat, kurum, müessese de yanıbaşında oluşur.
Xxxx
Genel nizamı, azami müesseseyi değiştirmeye kalktığında toplum, toplum içindeki hemen her kuruluşun, kurumun değişmesi gerektiğini çoğu defa hesaba katmaz. İşte bu yüzden karmaşa olur. Keşmekeş olur. Buhran olur. Toplum yönetilemez hale gelir.
Toplumun müesses nizamıyla fazla oynamak doğru değildir. Her gün nizam değişirse, hergün düzen değişirse toplumun sorunları kangıren olur.
Yönetici sınıf yapmak istediği değişikliği millete kabul ettirmek için bir çok aleti kullanır. İnsanlar iyi düşünmeli, yönetici sınıf bu değişikliği neden istiyor, neden böylesine ihtirasla istiyor diye düşünmek gerek.
Dünya üzerinde adı değişik ama hepsi de insanları yönetmek olan bir çok nizam vardır.
Her çeşitten yönetici önce yönetimi ele geçirmek, sonra o yönetimin hep elinde kalmasını sağlamak, sonra da bu işi en kolay, rahat, huzur içinde sürdürmek ister.
Bütün bunlar için yöntemler ve kullanılacak aletler vardır. Siyaset bilimi böylece oluştu.
Xxxx
Topluluk halinde yaşayan insan bilmeli ki, yönetici sınıfın istediği her şey, yönetimi ele geçirmek, elinde tutmak ve kolayca idare etmek içindir. Yoksa yönetici sınıfı iyilik olsun, nam olsun, insanlığa hizmet olsun diye bir şeyi asla aklına getirmez, getiremez, onun fıtratında böyle bir duygu yok.
Esnafa faizsiz kıredi, öğrenciye karşılıksız burs, kiracıya kira yardımı, tarlası olana tarım teşviki onlar rahat etsin diye değil, yönetimi elinde tutma süresi artsın diye verilir.
Xxxx
İş toplumun fertlerinde. Meseleye taraf olmak, olmamak senin elinde. Ama taraf olurken de, karşı olurken de insan zaaflarını, manevi değerleri, Allah ve Resulünü unutmadan olunmalı. Ölçü nerede kaçırılırsa kaçırılsın her durumda zarar vericidir.