PEKCAN TÜRKEŞ

PEKCAN TÜRKEŞ

KUZEY KIBRIS-GİRNE

   KUZEY KIBRIS-GİRNE

 

Kıbrıs;Sicilya ve Sardunya’dan sonra Akdeniz’deki üçüncü büyük ada.

Kuzey Kıbrıs;uzun zamandır tekrar gidip görmek istediğim bir yer.Daha önce Levent Kırca ile Tiyatro turnesi vesilesiyle kısa süreliğine gitmiştim. Bu sefer şöyle güzel bir tadını çıkarmak istiyordum Kıbrıs'ın.Özellikle Girne'de sahildeki OSCAR Hotel'de. Bir buçuk saat süren uçak yolculuğundan sonra Girne’ye vardık. Lefkoşa Ercan havaalanından Girne Merkeze tarifeli otobüs seferleri var.Girne’den de diğer şehirlere minibüsler de mevcut. Girne’de taksiler oldukça uygun fiyatlı.

Kıbrıs’ta İngiliz kültürü ve alışkanlıkları halen olduğu gibi devam ediyor. Güney Kıbrıslıların hepsi Rum kesiminden dolayı AB vatandaşı. Dolayısı ile yurtdışı – özellikle İngiltere – ile bağları oldukça kuvvetli.

 

Girne’nin merkezinde sokaklar oldukça dar, yollar tek araçlık. Sokakların iki yanında iki katlı evler ve bunların alt katlarında giyim mağazaları ve marketler var. Eski Rum binaları dikkatimizi çekiyor. Mağazaların büyük bir kısmını şık Çanta ve Ayakkabıcılar oluşturuyor.

 

 

       TARİHİ GİRNE LİMANI

 

At nalı şeklinde inşa edilmiş tarihi Liman; şehrin merkezinde.Yakın tarihe kadar ticari amaçlar için kullanılan Girne’nin en turistik yeri olan bu Liman günümüzde rengarenk balıkçı tekneleri Limana demir atmış yatları,Cafe ve Restaurantları ile turistler için olduğu gibi yerli halk içinde vazgeçilmez uğrak yerlerinden biri.

 

GİRNE KALESİ VE BATIK GEMİ MÜZESİ

 

Girne Kalesi tarihi limanın hemen yanında.Kareye yakın bir plana sahip olan Kale bugünkü biçimini ulaşıncaya kadar pek çok değişiklik geçirmiştir. Günümüzde bir çok müzeye de evi sahipliği yapan Girne Kalesi özellikle batık Gemi Müzesi ile dikkat çekmektedir. MÖ 3.yüzyılda yapıldığı tahmin edilen geminin dünyada şu ana kadar keşfedilen en eski ticaret Gemisi batığı olduğu iddia ediliyor.

 

 

   KUZEY KIBRIS-GİRNE

 

Kıbrıs;Sicilya ve Sardunya’dan sonra Akdeniz’deki üçüncü büyük ada.

Kuzey Kıbrıs;uzun zamandır tekrar gidip görmek istediğim bir yer.Daha önce Levent Kırca ile Tiyatro turnesi vesilesiyle kısa süreliğine gitmiştim. Bu sefer şöyle güzel bir tadını çıkarmak istiyordum Kıbrıs'ın.Özellikle Girne'de sahildeki OSCAR Hotel'de. Bir buçuk saat süren uçak yolculuğundan sonra Girne’ye vardık. Lefkoşa Ercan havaalanından Girne Merkeze tarifeli otobüs seferleri var.Girne’den de diğer şehirlere minibüsler de mevcut. Girne’de taksiler oldukça uygun fiyatlı.

Kıbrıs’ta İngiliz kültürü ve alışkanlıkları halen olduğu gibi devam ediyor. Güney Kıbrıslıların hepsi Rum kesiminden dolayı AB vatandaşı. Dolayısı ile yurtdışı – özellikle İngiltere – ile bağları oldukça kuvvetli.

 

Girne’nin merkezinde sokaklar oldukça dar, yollar tek araçlık. Sokakların iki yanında iki katlı evler ve bunların alt katlarında giyim mağazaları ve marketler var. Eski Rum binaları dikkatimizi çekiyor. Mağazaların büyük bir kısmını şık Çanta ve Ayakkabıcılar oluşturuyor.

 

 

       TARİHİ GİRNE LİMANI

 

At nalı şeklinde inşa edilmiş tarihi Liman; şehrin merkezinde.Yakın tarihe kadar ticari amaçlar için kullanılan Girne’nin en turistik yeri olan bu Liman günümüzde rengarenk balıkçı tekneleri Limana demir atmış yatları,Cafe ve Restaurantları ile turistler için olduğu gibi yerli halk içinde vazgeçilmez uğrak yerlerinden biri.

 

GİRNE KALESİ VE BATIK GEMİ MÜZESİ

 

Girne Kalesi tarihi limanın hemen yanında.Kareye yakın bir plana sahip olan Kale bugünkü biçimini ulaşıncaya kadar pek çok değişiklik geçirmiştir. Günümüzde bir çok müzeye de evi sahipliği yapan Girne Kalesi özellikle batık Gemi Müzesi ile dikkat çekmektedir. MÖ 3.yüzyılda yapıldığı tahmin edilen geminin dünyada şu ana kadar keşfedilen en eski ticaret Gemisi batığı olduğu iddia ediliyor.

 

 KUZEY KIBRIS'IN HATIRLATTIĞI       

 

                HELLİM

 

Hellim;Kıbrıs kökenli, sık dokulu, sarımsı beyaz renkte taze bir peynirdir.Genelde ızgara ya da yağsız tavada kızartıldıktan sonra yenir.Ayrıca, hellim Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs'ın önemli bir ihraç kalemidir.

Hellimin içinde başta keçi sütü olmak üzere süt,tuz ve bazen de nane bulunur. İçerisindeki süt, keçi, koyun veya inek sütü olabilir. Bunların içinde keçi ve koyun sütlerinden yapılanları daha dayanıklı ve lezzetlidir, bunlar bir yıl kadar dayanabilir. İnek sütünden yapılan hellim ise birkaç ay içinde bozulur ve daha az lezzetlidir.Bazen, bu üç farklı hayvanın sütü karışıtırılarak hellim yapımında kullanılır.

 

                 BAF SAKIZI

 

Baf Sakızı,Çitlembik ağacının reçinesinden yapılan Kıbrıs'a özgü bir Ciklet olup,sarımsı beyaz renkte ve oldukça serttir.

 

                PİROHU

 

Kııbrıs Türklerine has bir yemek çeşidi.Hellim veya nor peyniri kullanılarak yapılan bu mantı-böreğin 

Türkiyedeki mantıdan tek farkı içinde kıyma yerine peynir veya patates konulması.

 

              KOLOKAS

Kolakas, gölevez olarak da adlandırılır, patates ve yer elması ailesinden gelen suyu çok seven bir bitki.Özellikle tavuk veya kuzu eti ile yahni şeklinde pişirilen Kolakas, Kıbrıs Mutfağının en lezzetli yemeklerindendir.

               

                 MOLEHİYA

 

Molehiya, Kıbrıs Türk mutfağında, özel olarak yetiştirilen Molehiya bitkisinin yaprakları ile yapılan bir yemek çeşididir. Yazın kurutulup bir müddet saklandıktan sonra sonra kuzu eti veya tavuk etiyle pişirilen Molehiya, servisi çukur tabakta pilav ve turşuyla yapılan lezzetli bir yemektir. Molehiya otunun kurutulmuş haldeki kokusu kına otuna benzemektedir. Molehiya Kuzey Kıbrıs'ın meşhur yemeklerinden biri olarak bilinse de Arap kökenli bir yemektir.

            ŞEFTALİ KEBABI

 

Şeftali kebabı, Kıbrıs'a özgü bir yemektir.Koyun veya keçinin "gömlek" de denilen yağlı iç zarının kıyma, soğan ve maydanoz ile doldurulup, dolma biçiminde sarılmak suretiyle, şişte veya veya ızgarada pişirilmesi şeklinde yapılan bir kebap çeşididir. Pişirirken zardaki yağ erir, zarın kalanı kuruyup kızarır, yerken bu kısım soyulup kenara koyulur. Zar, dolma içini ızgara ateşinin yakıcı ateşinden korur, bu yüzden sindirim sistemini bu aşırı sıcağın sebep olduğu kansere yol açabilen şeylerden epeyce korumuş olur.

 

               BABUTSA

 

Babutsa, Hint inciri ya da dikenli incir diye de bilinen, inanılmaz güzel görünümlü, az şekerli, çekirdekleriyle Çarkıfelek meyvesini hatırlatan, bir çeşit kaktüsün meyvesi. Babutsa meyvesinden reçel ve şerbet yapılır.Ayrıca meyve olarak tüketildiği gibi salatalarda da kullanılabilir.

 

           CEVİZ MACUNU

 

Türk kahvesi yanında ikram edilen, Kıbrıs'ın ritüellerinden biri olan Ceviz Macunu Tatlısı şöyle yapılır: Taze ceviz meyvası kabukları sorulduktan sonra acılığının giderilmesi için 6-7 gün suda bekletildikten sonra içine karanfil ve badem konarak kaynatılır. Kaynamadan sonra şeker ilâve edilir.Genellikle kahve içildikten sonra servis edilir.

 

               ZİVANİYA

 

  Kıbrıs’ın geleneksel içkisi üzümden yapılır. İtalyan’ların “GRAPPA” dediği bu İçki şöyle anlatılır:

"Çok eskilerde yaz aylarında köylerde akşam üzeri işinden evine gelen adam banyosunu yapar ve atleti ile kapı önüne otururmuş.Önünde de bir sandalye. Üzerinde de peşkiri ve peşkirin üzerinde de Zivaniya bodirisi. Mezesi de ya Garavolli veya sucuk, köfter veya incir. Yani tatlımsı yiyecekler. Akşam serininde bodrisindeki 55-60 derecelik üzümden yapılmış zivaniyasını yudumlar, mahalleden gelip geçenleri izler ve sohbet edermiş. "

Alkol derecesi yüksek olan Zivaniya 

bu gün Kıbrıs Mutfağının en önemli içeceklerinden biri.

 

        LEFKARA İŞİ NAKIŞ

 

Lefkara Nakşı (ya da Lefkaritika) Kıbrıs'ta Venedik döneminde Venedik asilzadelerinin tatil yeri olarak Larnaka-Limasol arasında bulunan denize yakın fakat dağların ve yeşilin arasında saklı bulunan Lefkara köyüne sık sık geliyorladı. Bu dönem zarfında Venedik asilzadelerin getirdiği dantel ile yerli halkın nakışının birbirinden etkilenmesinden Lefkara işi ortaya çıkmış.Toplum yaşamı içinde bulunan geometrik ve tarihi motifler Lefkara Nakşına karakter verdi. Kıbrıs'a özgü olan nakış farklı motifler yer alırken, sadece beyaz ve yeşil (ekru) olan iki renk ip ile hayat buldu.

 

O yıllardan itibaren kadınlar tarafından üretilen bu iş erkekler tarafından yurt dışına pazarlanır ve dünyaca bilinen bir marka olur. 14 üncü yüzyılda Kıbrıs adasını ziyaret eden Leonardo da Vinci; Lefkara işi masa örtüsünden alır. Bu örtüyü daha sonra Milano Katedraline hediye eder. Aynı zamanda "Son Akşam Yemeği"tablosundaki nakış da bu örtüden esinlenir.Günümüzde Lefkara işi motifleri bulunan nakışlar; önemli bir turistik obje olarak vitrinlerde yer almaktadır. 

 

               KIBRIS EŞEĞİ

 

Kıbrıs'ta asırlarca çok önemli rol oynamış taşıt hayvanı.Rum kesiminde sütünün besin değerinin çok yüksek olduğu, inek ve koyun sütünden daha az yağlı olduğu söylenir. "Eşek hoşaftan ne anlasın" deyimi " Maydonoz yemeyi eşek ne bilsin" şeklinde söylenir. 

Kıbrıs Eşeğinin diğer bir özelliği de yapı olarak diğer eşeklerden daha iri olmasıdır.O yüzden "Eşeğin büyüğü " lafı yerine Kıbrıs'ta" Kıbrıs Eşeği " şeklinde hakaret edici cümle olarak kullanılır.

Karpaz'da serbest olarak dolaşanları eskiden beri dini inanclarina göre Kıbrıslı Rumların Apostolos Andreas Manastırı ziyaretleri sırasında adak olarak azat ettikleri hayvanlardır

 

 

KUZEY KIBRIS GİRNE'DEN SON

            İZLENİM

 

Bugün Kıbrıs'dan ayrılma vakti geldi.Aklım maziye takıldı:

42 yıl önceki 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'na.Bu tarihte Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kıbrıs'ta başlattığı Barış Harekâtını başlatmıştı.Bendeniz de o tarihte TSK'de asteğmen olarak Askerlik görevimi ifa ederken bir Oyun yazdım: KIBRIS MÜCAHİDESİ FATMA KADIN.Sözü geçen oyun Erciş Garnizon Tiyatrosu tarafından Kara Kuvvetleri Vakfı yararına Doğu ve Güney Doğuda birçok illerde temsiller verdi .Bu oyun;KIBRIS BAYRAK RADYOSU'nda da Radyofonik Oyun olarak yayınlanmıştı.Yaşlı Mücahide Fatma Kadın'ı da ben canlandırmıştım. Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer !

 

<