ZAFER BENGİ

ZAFER BENGİ

Laf olsun diye...

Hırs, intikam duygusu, karalama politikası, bir ton üsten konuşarak baskın gelme çabası...

Bir de bunun üstüne üstlük “beyin süzgeci”nden geçirilmeden çıkan kelimeler, cümleler konuşanın başına mutlaka iş açar!..

Anonim bir atasözü vardır:

Söz gümüşse, sükut altındır.

Ne güzel bir söz değil mi?

***

Tabi hiç konuşmayın da demiyoruz...

Konuşan bir Türkiye ve toplum olmak istiyoruz...

Konuşalım tabii... Ama, sadece “konuşmak” için konuşmayalım!

Bütün bu cümleleri neden yazdım...

Sözde uzman yorumcuların TV’lerde yaptıkları konuşmaları toplasanız bir fındık kabuğunu doldurmaz...

Hem de aynı laflarla dolu...

***

Genellikle de “siyasiler”imiz çok konuşur. Kamuoyunu aydınlatmak, taraftarlarına bilgi vermek için. Çok doğru bir eylem!

Ama, ağzından çıkacak kelimeleri, cümleleri “beynin süzgeci”nden geçirmezse, gereksiz bir söylem yüzünden, önce partisini, sonra da kendisini zor durumda bırakır.

Örnek isterseniz, yılların politikacısı, bakanlık yapmış Fikri Sağlar’ın başörtüsü konusunda bir TV’de sarf ettiği sözler, uzun bir süre “gündem”e yön değiştirtti.

Sağlar, partisini de zor durumda bıraktı. Hatta partisinin genel başkanı bile Sağlar’ı eleştirdi.

İktidar partisinden ve ortağından da bazı siyasiler “gündem”i sarsan cümlelerle hem kendilerini, hem de partilerini güç durumda bırakıyor.

Buna örnek çok...

İşte bir kaç örnek:

AKP’nin bir zamanlar ağır toplarından olan ağlamasıyla ünlü Bülent Arınç...

Ne yaptı, Selahattin Demirtaş hakkında öyle laflar sarf etti ki, Yüksek İstişare Kurulu’ndan istifa etmek zorunda kaldı.

AKP Grup Başkan Vekili Av. Özlem Zengin de, “çıplak arama”yla ilgili yaptığı açıklama, daha önce sarf ettiği sözlerle çelişince, sosyal medyayı karıştırdı..

Gördüğünüz gibi, düşünmeden sarf edilen bir kelime bile, gündemi allak bullak ediyor, en azından sert tartışmalara neden oluyor, kamplaşmayı körüklüyor.

***

Her zaman büyüklerimiz (benim gibi) ne diyor?

Bin düşünün, bir konuşun!

Ne kadar doğru değil mi?

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bir yıl kadar önce, “Merkez Bankası rezervimiz 130 milyar dolara ulaştı” diye açıklamada bulunuyor.

Ama, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanı, başka bir çok görevi olan eski gazeteci Yiğit Bulut, “Merkez Bankası’nın 130 milyar dolar hiç rezervi olmadı” diyerek, bence saçmalıyor.

Biz suyun başında olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a inanacağız, yoksa Yiğit Bulut’a mı?

Elbette Cumhurbaşkanımız’a!

İşte, laf olsun diye laf sarf edersen, Cumhurbaşkanımız’ı bile üzersin!

Konuşmadan önce mutlaka iyi düşünelim!

<