LGS GİRİŞ SINAVI VE SINAV SİSTEMİ...
20 Haziran 2020 Cumartesi günü, LGS (Lise Giriş Sınavı) var. Tüm sınava girecek öğrencilerin (velilerinin de) heyecanla bekledikleri bir sınav. Artık 8 senelik çocukluk devresinden çıkıp, artık iyice ergenlik çağına giren gençlerin hayatlarını bağladıkları yegâne sınavlardan ilki.
Sınavlardan ilki diyorum, çünkü sonrasında tüm hayatlarını değiştirecek dört sene sonra girecekleri TYT (Temel Yeterlilik Sınavı) ve AYT (Alan Yeterlilik Sınavı) var. Bu yollardan da geçtiğim için biliyorum. Evladımın sınıfındaki annelerinin o sınavlara çocukları birer yarış atıymış gibi hazırladıklarını.
Hatta son ders zili çalmış, aşağıda sıra olmuşlardı. Okul birincisi, ikincisi, üçüncüsünü müdür bey açıkladı, okul birincisi olan kızımızın annesinin gözlerine bakarak haykırışı hiç kulaklarımdan gitmez. Yeter artık bundan sonra sizin istediğiniz tempoda çalışmayacağım umurumda değil kazanmasam da olur o liseyi, artık rahat rahat uyumak istiyorum diyerek haykırmış ve ağlamıştı.
Kızıma sordum anne bildiğin gibi değil gerçekten çok çalışıyor, gece 00:00 da en son öğretmeni evden çıkıyor ve günde ortalama en az bin soru çözüyor demişti. O dönem kızımda dershaneye gidiyordu, hiç illa şurası burası olsun illa en iyilerin arasında oku demedim. Sen öğrenmene bak hangi sınıfta daha iyi öğreneceksen o sınıfta kal dedim.
Çünkü etrafımdan görüyordum arkadaşlarımın çocuklarını, yaşadıklarını, saçlarını yolanları, tırnakları dökülenleri ve stresi. İyi ki de üstüne çok gitmedim nasıl stresini alırım çabasındaydım genellikle. Sinemasına da gitti, gezdi de özelde okudu temel lisede ve bu okulda okurken lise 2’de biyoloji dersinde, beyin ve fonksiyonları konusunda disleksi olabileceğini fak edip, bizim onun için acaba diyerek araştırmamıza ve yapılan kontrollerde haklı çıkmasına şahitlik ettik. Zaten o andan sonra da onun hakkındaki eksik taşlarımız yerine oturdu.
Ortada bir çocuk var çok çalıştığını görüyorsunuz ama yerine oturtamadığınız bir şeyler de var. Bu inanın hem çocuğu hem aileyi yoruyor, çocuk ben çabalıyorum neden görmüyorlar diye düşünürken, ebeveynlerde bunun sorunu ne her şeyi var, aptal, şımarık gibi sıfatlar takıyorlar çocuklarına. Aslında çocukta disleksi (özel öğrenim güçlüğü) var, hadi diyelim bu özel öğrenme güçlüğü çekenler sınava girenlerin %1-2 bile değilken diğer çocukların hali ne durumda. İnanın çok bir değişiklik yok.
Çocuklar öyle stresli, öyle yorgun ki, bitse de gitsek modundalar daralmışlar. Facebook’u sık kullanırım, her sene sadece yıl olarak değişir, LGS (LİSEYE GİRİŞ SINAVI) YARDIMLAŞMA PLATFORMU GİBİ EN AZ 24-25 sayfa var her sene yenileri ekleniyor bu sayfalara. Velilerde bir telaş sormayın soru soranlar olacak daha sonuçlar açıklanınca en iyi okul hangisi nasıl yazdırırız peşine düşecekler. Listeler oluşturulacak okulların yolu tutulacak ama inanın ya Galatasaray, Saint Bnoit, Beşiktaş (Kabataş Erkek Lisesi) gibi Türkiye çapında adını duyurmuş, liselere gidecek çocuklar başka elbette. O çocukların hiçbirine sözüm yok. O çocuklar daha 3. sınıfta hedef belirleyip o hedef için çalışıyorlar.
Benim üzüldüğüm çocuklar aslında Fiat, Skoda, Ford Fiesta, Renault vs. gibi arabalarken işte biraz para harcayalım özel hocalar tutalım, arabayı modifiye ettirelim ve elimizdeki çocuktan bir Einstein yaratalım yada diğer bir ifadeyle, bizim Fiat’ımız var Fiat’ı modifiye ettirip aynı kasayla bir Ferrari, Lombardini yapalım diye feryat figan, gözlerini hırs bürümüş veliler görüyoruz.
Çocuğa soran yok, yapabilir misin bunun üstesinden gelebilir misin diyen yok. Çocuğun ruhu kimsenin umurunda değil, başta ailesi olmak üzere devlet ne yapsın! Kızımın LGS sınavından sonra yerleştirme sistemi değişti, başta kızmıştım devlet neden karışıyor diye. Şimdi hak veriyorum çünkü en iyi okul çocuğun evine en yakın okuldur. Sabah biraz daha geç gidebilir okuluna, fuzuli yere servis parası vermezsiniz, çocuğunuzun cebine biraz fazla harçlık koyabilirsiniz ya da eve gelir öğlenleri yemeğe. Üniversitede zaten Allah kısmet eder de kazanırsa ayrılık olacak. Dört sene daha yamacınızda olsunlar daha rahat hazırlansınlar üniversite sınavlarına.
Velhasıl kelam demem o ki nasıl LGS sonuçlarında yerleştirmelerde sistemi değiştirdiler, yine aynı şeyi söylüyorum üniversite sınavında da öncelik kendi bölgesinden mezun olanlarda olsun, bir bölüm 50 öğrenci alıyorsa 10 öğrencisini il dışından alsın geri kalanını bölgesinden alırsa daha iyi olmaz mı sizce de? Ayrıca mezun olanlarda yine o bölgedeki işlerde istihdam edile bilinir. Böylece göç etmekte bir nebze olsun durur belki.