D.ALİ GÜLTEKİN

D.ALİ GÜLTEKİN

LÜTFEN TÜRKÇE KONUŞUN

Artık korona virüsle yatar kalkar olduk. Haberleri açtığımızda korona virüs haberlerinden başka haber göremiyoruz neredeyse. Sohbetlerimiz hep korona virüs üstüne. Kısaca gözümüzü açıyoruz korona virüs, kapatıyoruz Korona Virüs.

Bir de yeni yeni isimler, yeni yeni tanımlar, yeni yeni kelimeler öğrendik ne olduğunu anlamadığımız.

Pandemi, peak, entübe, droplet, immün, pnömoni, filyasyon. 

Peki ne demek bütün bunlar? Anlamı ne?

Ne demek diye sormayacaksınız, anlamanızda önemli değil, sadece öğrenecek ve kullanacaksınız.

Gerçekten anlam vermekte zorlanıyorum. Eziklik mi, Türkçeye karşı bir başkaldırı hareketi mi, Türkçe düşmanlığı mı, yoksa millet anlamasın diye özellikle mi yapılıyor bilemiyorum.

Bizim Türk Dil Kurumu diye bir kurumumuz var ve bu kurumdan bu konuyla ilgili bir uyarı gelmiyor. “Yahu burası Türkiye, Türkçe konuşunda millet anlasın” demiyor. 

Bütün uzmanların, bütün haber sunucularının, gazetecilerin ağzında aynı kelimeler, Pandemi, peak, entübe, droplet, immün, pnömoni, filyasyon. 

Dilimizde karşılığı olmasa anlarım, Türkçe bunları anlatmaya yetmese anlarım ama dilimizde karşılığı fazlasıyla olan bu tanımları, bu kelimeleri hala ısrarla kullanmayı asla anlayamam ve hiç kimse de bana anlatamaz.

İsterseniz karşılıklarına bir bakalım.

Pandemi: Salgın.

Peak: Zirve.

Entübe: Solunum.

Droblet: Damlacık.

İmmün: Bağışıklık.

Pnömoni: Zatürre.

Filyasyon: Türevi.

İşte hepsi bu kadar. Demek ki, anlaşılır şekilde konuşmak mümkünmüş. Demek ki Türkçe konuşmak ayıp değilmiş. Demek ki, herkes ne olduğunu anlayabilirmiş.

Türkçe konusunda hassasiyetimi herkes bilir. Yazarken, konuşurken çok dikkat ederim. Eğer Türkçede karşılığı varsa bir yabancı kelimeyi asla kullanmam. 

Nihayet beklediğim uyarı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu’ndan geldi.

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu, corona virüsle ilgili, "pandemi" yerine "salgın", "bulaş" yerine "bulaşı", "peak" yerine "zirve", "entübe" yerine "solunum", "droplet" yerine "damlacık", "immün" yerine "bağışıklık", "pnömoni" yerine "zatürre", "filyasyon" yerine "türevi, türevsel" kelimelerinin kullanımını önerdi…

Teşekkürler Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu…

Bir sözümde size sayın  değerli bilim adamlarımız, size sayın habercilerimiz, lütfen artık Türkçe konuşun.

<