MAÇIN KADER ADAMI KİMDİ? SOLDADO mu BİFOUMA mı?
Onca kafa karşıklığından sonra sahadaydı Fenerbahçe. İstekliğiydiler. Hızlı oynama
çabasındaydılar. Önde pres yapıp, topu hemen kapıp, rakip kaleye bir an önce gitme hevesindeydiler.
Ancak ilk yarım saatteki gayret, pozisyon üretimine yardımcı olmadı. Giuliano’nun kafası ve uzaklardan
gelen Atıf’ın şutu dışında herhangi bir tehlike oluşmadı. Son çeyrekte Topal, Dirar, Atıf şutları gelsede
başka gol sesi gelmedi tribünlerden.
Maçtan önce Kocaman’ın “Duruma göre değişiklik” dediği Topal ve Köybaşı’yla başlamıştı
mücadele. Eskiden Saracoğlu’na gelen takımların ayakları zangır zangır titrerdi. O günlerden eser kalmadı
artık. Belli ki Aykut hoca Kone ve Bifouma çekincesiyle böyle bir karar almıştı. Topal’la bu ikiliiyi daha
rahat durduracağını düşünmüş olmalıydı. Öte yandan, yine iki çapayla oynamak, yani iki aynı karakterli
defansif ön libero ile merkezi tutma ısrarı hem Kocaman’a hem de takıma pahalıya patlayabilirdi.
İstikrarlı bir şekilde yol alan Sivasspor’a karşı İsmail’le savunacak, Şener’le saldıracaktı ev sahibi. Bu netti.
Yoğunlukda sağda oluştu zaten. Ancak Şener’in partneri Dirar istenilenden uzaktı. Şener’in verimli ve
koşucu oyununa uyum sağlayamadı Cezayir’li oyuncu. Fakat futbol garip bir oyun. O yüzden çok seviliyor
işte. Takımın belki de en kötüsü olan Nabil kilidi açan oldu devre bitmeden. Şener son maçta yaptığı
hatadan yenilen gol sonrasında yıkılmadım ayaktayımı sundu hocasına. Bu Dirar fena halde aldatıcı. İyi
oynuyormuş gibi yapıyor ama takımın el freni gibi. Çok şanslıydı ki skor üzerinde direk etki yaptı. İsla
iyileşince Şener-İsla ikilisini denemeli Kocaman.
Ayku hoca nihayet Giuliano’nun forvet arkası olduğunu hatırlmıştı maça çıkarken. Kırmızıya kadar
bölgesinde oynadı Brezilya’lı. Janssen’e yakın oynarken, ceza alanına da yakındı ayrıca. Esas soru neden
Ozan’ın yerine Topal’ın sahada olduğuydu? Kocaman yine tedbiri elden bırakmayan mantalitesinden
taviz vermeden yapmıştı takımı. Ama şöyle bir soruyu sormadan da edemiyorum doğrusu. Kocaman’ın
istifa gecesinin sabaha karşı saatlerinde takımdan kovulacak ilk oyuncu olacağı söylenen, Kocaman’la
arasının kopuk olduğu anlatılan Topal’la Kocaman sondan bir önceki antrenmanda buzları eritmeselerdi
sahaya Ozan mı çıkardı dersiniz? Bu da cevapsız bir soru gibi duruyor açıkcası.
KOCAMAN’IN KORKTUĞU BAŞINA GELDİ
Düdük henüz çalmıştı. Kone Bifouma’yı Volkan’la burun buruna bırakacak şekilde nefis kaçırmış,
Kongo’lu oyuncu da affetmemişti arkadaşının bu ikramını. Kocaman’ın başından kaynar sular dökülmüş
olmalıydı. Evdeki hesabı çarşıya da, bakkala da, pazara da uymamıştı hocanın. Öyle ya, De Souza ile Topal
niye yanyanaydı eğer Ozan sakat değilse? Amaç Kone ile Bifouma arasında oluşacak bağlantıları,
istasyonları kesmekti açıkcası. Kafasında böyle oynamıştı hoca maç öncesinde karşılaşmayı. Oysa ki
Samet hoca korkunun K’sını bile aklının ucundan geçirmemişti oyun sahne almadan. Bifouma kenarda
oynasa bile, santrafor patentli bir oyuncuydu.
CESARET’in ADI GOL OLDU
Gol sonrasında herkes “Yine mi?” diyordu. Oynayan-oynamayan, teknik kadro, yöneticiler,
seyreden, dinleyen, sanırım A’dan Z’ye sarı lacivert renklere gönül verenler stres dolu dakikaların
yaklaştığının farkındaydılar. Kocaman 14 dakikalık sabır sürecinden sonra kaybetmeyi dahi göze alacak
bir hamle yaptı. Başka çaresi de yoktu zaten hocanın. Çift forvete döndü Soldado’yu alarak. Geride kalan
o 14 dakika içinde 2 defa Janssen’le ceza alanında uğraşılsa da bir türü meşin yuvarlak içeri itilemedi. Bir
de Roman’ın direği sıyıran vuruşu vardı. Takımın yediği gol sonrası verdiği reaksiyon yerindeydi. Bunun
kenardan gelecek bir dokunuşla desteklenmesi gerekiyordu. Nihayet Kocaman haftalardır yapamadığı o
dokunuşu yaparak maçın gidişatını değiştirdi. Aynı dakika içinde gelen gol hem takımı yeniden diriltti
hem de rakibi fena halde bozdu. Bifouma gibi bir oyuncu maçın bitmesine en az yarım saat varken
gereksiz ve saçma bir sarı kartla takımını yalnız bıraktı.
Fener yine iyi oynamadı ama en azından mücadele, istek, yardımlaşma üst noktalardaydı. Ancak
Kocaman galibiyetin nasıl geldiğini iyİ analiz etmeli. Sivasspor Kone-Bifouma ikilisiyle devam edebilseydi
Fenerbahçe yine de kazanabilir miydi? Bu sorunun cevabını bulacak olan elbette Kocaman olacak. Ancak
Giuliano’nun kendi yerinde oynaması, sıkışan oyunda çift forvete dönülmesi bu maçın kazanılmasındaki
ana hatlardı. Cesaretli oynamaya ihtiyacı var Fenerbahçe’nin. Umarım Kocaman’ın bu cesaretli dönüşü
yükselerek devam eder.