MADONNA GAFLARI...
Ne yalan söyleyeyim, Sabahattin Ali’nin hemen hemen bütün eserlerini okumuş olmama rağmen nedense o eserini okumadım.
Kürk Mantolu Madonna , şu son yıllarda yeni yetme orta öğrenim öğrencilerinin ilgisini çekiyor ve kitapçılarda harıl harıl bu kitabı arıyorlar.
Bu ilgi üzerine ben de hatamı telafi etmek üzere “ daha sonra” okumak için bu kitabı alıp kitaplığa koymuş ve gene okumayı unutmuştum.
Geçen gün tv8’deki bir magazin programında bu kitaptan söz açıldı ve kapağı ekrana yansıtıldı. Üç kişilik programın iki sarışınından Funda Özkalyoncuoğlu , kitabı okuduğunu, yazarın Amerikalı şarkıcı Madonna’dan bahsettiğini söyleyiverince kıyametler koptu.
Tabi olmayacak bu gafıyla zavallı kadın, alemin diline düştü. Makaraya alındı, kınandı, neredeyse linç edildi.
Günümüz skandallar kraliçesi, şarkıcı, iş kadını, hayırsever çıplak pozlarıyla cömert ünü dünyayı tutmuş Madonna’nin hayatı Sabahattin Ali tarafından yazılmış olamazdı. Çünkü yazar Milli Şef döneminde komünist olduğu gerekçesiyle cezaevlerinde sürüm sürüm süründürülmüş, nihayetinde 1948 yılında siyasi cinayete kurban gitmişti.
Şarkıcı Madonna ise 1958 doğumluydu.
Bu da yazarın henüz doğmamış birinin hayatını yazmış olmak gibi bir garabete yol açıyordu.
Bence en iyisi, kimseyle “okuyorum , yazıyorum ” muhabbetine girmemek ! Yoksa adama; ”-konusu nedir”, diye sorulunca mahcup olmak işten bile değil.
Ülkemiz , acem ülkesi kadar olmasa da bu tür gaflarıyla meşhurdur. Gaf sahibine zarar vermekle kalmaz, kültüre de zarar verir.
Ne var ki , Sayın programcı susmak yerine bu gafa Hz. Peygamberin de adını karıştırıp “ bildiğim de bilmediğim de benimdir” diyerek yanlışında ısrar etmiştir.
Siyasi gaflar yönünden pek bereketli olan ülkemizde Sayın Kılıçdaroğlu ’ nun elde ettiği şöhret tartışılmazdır.
İktidar partisi kültür değerlerimiz listesi açılımı yapınca ana muhalefet partisi genel başkanı Kılıçdaroğlu, durur mu ? Araştırmadan soruşturmadan o da bir alternatif değerler listesi oluşturup kamu oyunun bilgisine sunmuştu. Ne var ki, listedeki bir isim kabak gibi göze çarpıyordu.
Kılıçdaroğlu’na göre unutulmuş bu değerlerimizin biri de “Parvus Efendi” ydi. Tarih sahnesinden ortaya bir su kabağı gibi düşen bu isim bazı insafsız tarihçilerin tarafından Sayın Kılıçdaroğlu’nun yüzüne vuruluvermişti. Tarihi gerçeklere göre bu Parvus Efendi, bir Alman ajanıydı . İstanbul’da ittihatçılarla birlikte vagon ticareti yolsuzluğu ve silah kaçakçılığına adı karışmıştı. Yani bu makbul bir mal değil, yaramaz bir herifti.
Yaptığı gaf karşısında Kılıçdaroğlu, özür dilemek yerine tutmuş “ bizim toplumumuzu şu veya bu şekilde etkilemiş olan herkes , sevelim sevmeyelim , bizim kültürümüzün bir parçasıdır olayı bir kişiye odaklayıp , onun geçmişte yaptığı hataları, eksiklikleri öne çıkararak yorum yapılmamalı ” diyerek bir başka gafa imza atmıştı.
İnsan bilmediğine bilmiyorum demeli. Bu erdemdir. Yanlış yapınca da yüzü kızarmalı !