D.ALİ GÜLTEKİN

D.ALİ GÜLTEKİN

MALTEPE MİTİNGİNİN ARDINDAN

Neler oluyor şu dünyada?

Nelerle karşılaşıyoruz olmadık yerlerde, olmadık zamanlarda…

Peki bilen var mı tüm olup bitenleri? 

Bilirim diye ortaya çıkanlar, hep bir ağızdan konuşanlar, tek ses olanlar genellikle aynı kaynaktan beslenenler. Evet, bilirim diye ortaya çıkanlar sadece emperyalistlere hizmet edenler. 

Küresel emperyalist güç böyle olmasını ister, bilim kılıfıyla… 

Bilim şeytanın elinde en tehlikeli silahtır.

Namuslu, şerefli, haysiyetli bilim insanları yok mu? Elbette var ama şeytanın sözcüleri onları bilim insanı saymıyor. Sadece ve sadece kendilerine hizmet edenleri bilim insanı sıfatına layık görüyor.

Aşı konusu çok ilginç olmaya başladı son günlerde. Korku imparatorluğu, yani egemen güçler sürekli korku pompalayarak, çeşitli kısıtlamalar, zorlamalar ve dayatmalarla herkese aşı yapmak için neredeyse savaş ilan etmiş durumda…

Bu kadar zorlama ve dayatma, arkasında binbir türlü soru işareti doğurmakta.

Neredeyse özgür iradeye kast noktasına varan bu dayatmalar sonucu oluşan tepkiler mitinge dönüştü ve geçtiğimiz günlerde “Maltepe Miting Alanı”nda bir miting gerçekleşti.

Mitinge katılım oldukça yüksekti ve her görüşten insanlar miting alanını hıncahınç doldurdu. Bir siyasi kaygısı olmayan, sadece aşı olmak istemeyenlerin haklı taleplerini ortaya koyduğu naif bir mitingdi.

Bizim yazılı ve görsel basın olayları çeşitli yönlere çekse de, mitingdeki konuşmacıları yerden yere vursa da, katılımcıları aşağılasa da ortada anayasal bir hakkın kullanılması vardı ve katılan herkes taşkınlık yapmadan olağan bir şekilde talebini dile getirdi ve dağıldı.

Konuşmacıların ortak konusu, covit19’un bir kurgu olduğu ve aşı olma konusunda dayatmaların ve zorlamaların haksız olduğu üzerineydi. Kimsenin iktidara taş atma, devleti karşısına alma gibi bir eylemi ve söylemi olmadı. 

Yani gördüğüm bu miting sadece hak aramaktan ibaretti. Ama olay basına böyle yansımadı. Sosyal medyada, 15 Temmuz vurgusu yapanlar bile oldu.

Yazık ki ne yazık.

Bir de olanları olduğu gibi tarafsız bir şekilde aktarabilsek…

Ama olmuyor. Özgür iradeler birileri tarafından sessiz sedasız ele geçirilmiş diye düşünüyorum. O birilerinin kim olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Başka türlü anlamlandırmakta zorlanıyorum.

Covit19 diye bir mikroba inandık diyelim, haydi aşıya da inandık. Peki inanmayanları topa mı tutacağız? Yok mu sayacağız. O zaman nerede kaldı düşünce özgürlüğü, nerede kaldı özgür irade?

Bir de şunu anlamakta zorlanıyorum bilim adamları ekrana çıkarken sadece savunucuların çıkması, karşı fikirdekilerin çıkmaması, meseleyi karşılıklı tartışmaktan kaçınılması sizce de manidar değil mi?

O zaman o ünvanları neden verdiniz bu insanlara? Sizin bilim insanından kastınız sadece ortaya atılan fikri savunanlar mı? Sadece sizin sözcülüğünüzü yapanlar mı?

Ortada bir oyun oynanıyor. Sahneye koyanlar emperyalistler. Başroldakiler iyi eğitilmiş son derece zeki adamlar. Rollerini hakkıyla oynuyorlar ve inanmasalar da inanmış gibi, inandırıyorlar.

Yazık bu millete. 

Yazıklar olsun bu milleti bu oyunun figüranı yapanlara…

<