Med-cezir
Bir sabah bakarsınız ki denizin su seviyesi yükselmiş, sonra bir başka zaman suyun seviyesinin düştüğünü izlersiniz. Bir doğa olayı. İrfan onunla ilgili efsaneler üretir, hayırlara vesile olduğuna dair, ya da şerlere, onlarca masal üretilmiştir. Bunu sahil insanları üretmiştir. Çünki med’di ve ceziri yalnızca sahil insanları izler. Ay ve güneş ve yerküre aynı seviyede olduğunda, ay ve güneş okyanuslar üzerine geldiğinde ay ve güneşin çekim gücü suları yükseltirken, ay ve güneş ya da başka büyük bir gök varlığı dünyadan, yerküreden uzaklaştığında suların alçaldığı bilinir. Elbette suların kabarmasının da alçalmasının da insan üzerinde etkileri olduğundan efsaneler üretilmiştir. Med-cezir lisanımızda her ne kadar Türkçeleşmişse de yine de daha Türkçe’si gelgit olarak kullanılmaktadır. Ama gelgitin başka anlamlarını da göz ardı etmemek gerekiyor.
Xxxx
Yüksek arazilerde, yaylalarda, dağlarda yaşayan insanların da yalnızca kendilerinin izlediği doğa olayları var. Onlar gökyüzüne fazlaca bakarlar. Yıldız hareketleri, ayın hilal, dolunay, mehtap ve lal olması daha çok onların irfanında yeri vardır. Kozmoğrafya, astroloji, yıldızbilimi yüksek arazi insanlarının icat ettiği ve uğraş verdiği bir alandır. Birkaç hakikat yanında sayısız efsane, söylence, masal üretilmiştir. Yıldızlar arasında yaşandığı iddia edilen aşk masalları bile var. Ve hayatın bitimiyle ilgili eşleştirmeler. Yıldızlar yer değiştirdiğinde, bir yıldız kayıp gittiğinde mutlaka yerkürede çok değerli bir insan ölmüştür.
Xxxx
Hayat içinde insan kuru sıkı yapmayı çok sever. Hıristiyan medeniyetinin etkisinde kalan müstemleke insanları da bilöf kelimesini kullanırlar. Türkçe’si kuru sıkı’dır. Elinizde delil varmış gibi davranarak, karşı tarafın güvenini sarsarak, işinize yarayacak bir söz söylemesini, ya da hareket etmesini sağlamak için kullanılır. Çoğu kere işe yarar.
Xxxx
İnsan ruhunda med cezir sıkça yaşanır. Hemen her insanın gelgiti vardır. Birine gönül verirsiniz. Bunu sadece siz bilirsiniz. O insanla bir araya gelme şansınız olduğunda her vesileyle, ya da kendinizin kendinize göre uydurduğu vesilelerle onunla bir araya gelirsiniz. Çeşitli bahaneler icat edip onunla yüzyüze olmazsa telefon görüşmesi yaparsınız. Yüzünü gördüğünüzde, sesini duyduğunuzda mutlu olursunuz. Onunla görüşmeye gidiyorken kimsenin fark etmediğini sandığınız heyecanınızla ayaklarınız birbirine dolaşır. Aslında heyecanınız herkes tarafından son derece abartılı olduğundan görülür. Ama her insan kendisinden başka herkesin kör ve sağır olduğunu sanır.
Xxxx
Fark etmezsiniz. Çocukluğumda pastırma makinesinin önünden kesilen pastırmayı alıp keağıda dizerken parmağımı kesmiştim. Hiçbir şey duymadım. Yaşanırken duyulmaz bazı hazlar-acılar. Bir müddet sonra, parmağım dikilirken ve günlerce zonklayan parmağıma bakıp durdum. Med cezir- gelgit de anında fark edilmez. Birisi size anlattığında da şaşar kalırsınız. İnkear edersiniz. Yok öyle bir şey dersiniz. Ama siz de gayet iyi bilirsiniz ki var öyle bir şey.
Xxxx
Bazen birini çok seversiniz. Ama çoğu defa karşılık bulamazsınız. İşte o kişiyle birlikte olmak mı olmamak mı daha iyi gelecek ruhunuza bilemezsiniz. O durumda onunla bir araya gelmeniz gerektiğinde ilk günlerdeki koşar adımlardan mahrum, tedirgin bir seçenek tercihiyle tereddütler yaşarsınız. Bir ayağınız ileri giderken bir ayağınız geriye gider.Ama sevginiz varsa, ümidiniz olmasa bile, ileri giden ayağınızın aldığı mesafe, geri giden ayağınızın aldığı mesafeden büyük olacaktır. İşte tam o duyguları yaşarken ileri giden ayağınız med, geri giden ayağınız cezir yapar.
Xxxx
Bazen gönlünüze söz geçiremezsiniz. Aklınız olmaz derken, gönlünüz olsun komutu verir. Bir aklınızın etkisiyle, bir gönlünüzün etkisiyle muhatabınıza karşı davranış sergilersiniz. Muhatabınız aptala döner. Hangi tavrınıza göre hareket edeceğine karar veremez hale gelir. Bu karar veremeyiş, onu da sizin gelgitlerinize ortak kılar. Bu defa suçlarsınız. Kararlı değilsin, kararlı ol diye. Halbuki onun kararsızlığı, tutarsızlığı sana paralel gitmek zorunda.
Xxxx
Kuru sıkı yaparsınız bazen. ‘Bak beni kaybedeceksin. Hareketlerinde bir tutarlılık olsun. Ne yapacağına karar ver, ben de ona göre kararlı davranayım’. İşler biraz düzelir. Ama onun gönlü olsun derken, aklı olmasın demeye devam ettiği için tutarsızlıklar, gelgitler, med-cezirler devam eder. İlişkilerin çoğunun bitiş sebebi budur. Çünki ‘kuru sıkı’ bazen ‘dolu sıkı’ olmak zorunda kalabilir. Gelgitler sahil insanlarının eseridir. Sahillerde her zaman nem yüksek olur, sularda da dalga eksik olmaz.
Xxxx
Franz Kafka gibi söylemeye çalışalım:Benimkisi mutsuzluk değil, mutluluk da değil;Umursamazlık, zayıflık, yorgunluk. Belki de hiçbir şey.