MELEKLERLE HESAP
Sevgili dostlar, bu haftaki yazım, haftanın önemiyle bağdaşan klasik bir yazı olabilir. Hatta eminim pek çok meslektaşımla birlikte benzer yazıları kaleme almış olabiliriz. Ancak defterlere kitaplara sığmayacak böylesine güzel bir konuyu yazmayıp ne yapacaktık ? Değil mi ki böylesine güzelliklerin hislerimizi coşturduğu insanoğlu olarak benzer duygulara sahibiz..
Aktivitenin yazımın gazetede çıkmasından önceki tarihe rastlamasına rağmen konunun önemi nedeniyle hiçbir zaman bayat olacağını düşünmem. O nedenle de konuyla ilgili olarak yazalım ve gönüllü istekli görevimizi yerine getirelim.
Değerli okurlar, tam anlamıyla ve karşılık bulamasa da; Sümerlerde ve onlardan ayrı olarak anaerkil aile düzeninin geçerli olduğu İlkçağ Kabilelerinden Rhea ve Kybele’de yaşayanlar da anneleriyle ilgili olarak bizimkine benzeyen düşünceleri taşıyorlardı.
1600 yıllarında İngiltere’de yaşayanlar da annelerine ait olmak üzere bir gün atfetmeyi düşünerek “Mothering Sunday” günü oluşturdular.
Julia Ward Howe tarafından Amerika’da 1872 yılında barışa adanan gün olarak gündeme getirilmesi ve Boston’da yürüyüş yapılmasının ardından, Mayıs Ayında annesinin ölüm yıldönümünün kutlanması için kampanya başlatan Ana Jarvis’in çabalarıyla Anneler Günü’nün temelleri atılmış oldu.
1914 yılında ABD Başkanı Wilson’un açıklamasıyla her yıl Mayıs Ayı’nın 2. Pazar Günü olmak üzere “Anneler Günü” resmiyet kazandı ve tüm Dünya’da kutlanmaya başlandı.
Bu eylem insanların içinde zaten var olan, doğanın bütün canlılara bahşettiği eşsiz benzersiz en yüce duygunun açığa çıkmasına vesile oldu.
Annelik..
Sayacak olursak her biri birkaç kelimeyle dünyaları anlatan, konuyla ilgili onlarca özdeyiş var.
“ Cennet annelerin ayaklarının altındadır.”
Hepimizin çocukluğumuzdan bu yana bildiği ve dört kelimeyle dört bin sayfalık anlamı ifade eden bir deyim.. Hem bu dünyayı ve hem de içinde ölümsüzlüğü barındıran ahiret yaşantısını kapsıyor.
Böylesine yüceliğin atfedildiği yegane varlığımız, gözbebeğimiz.
Annemiz..
Bütün canlılarda içgüdüsel olarak gelişen annelik duygusunun sözcüklerle ifade edilebilmesi mümkün değil.
Bağrına bastırdığı anda dünyamızın şekillenmesini sağlayan şefkatiyle, kendine özgü kokusuyla benzetme yapılması mümkün olmayan, eşsizliği tartışılamayan.,
Anne..
Senin için ne söylesek az, senin için ne yapsak yetersiz gibi basmakalıp cümleleri de kullanmak istemiyoruz ama, onların yerine senin mübarek övgünü anlatabilecek kelimeleri bulmak da imkansız. Çünkü ne lügatlerde, ne de şivelerde eşdeğer kelime yok..
Ne saçının bir tek teli, ne bakışının bir tek benzeri dahi yok.
Seni sen yapan her ne ise tılsımını kavramak da imkansız.
Yeten gücümüzün elverdiği ölçüde yüklenmeye, boynumuzun borcu demeye hazırız da;
Sen yine de vefanı ödeyebileceğimiz her ne ise hiç olmazsa kulağımıza fısılda..,
Fısılda da tamamını olmasa dahi belki hiç olmazsa bir kısmını ödememiz mümkün ve meleklerle olan hesabımızın kapanmasına yardımcı olsun.
Hayallerin dualarınla gerçek olsun..
Değerli okurlar, Babalar Günü, Dünya Kadınlar Günü, Dünya Çocuk Günü, Sevgililer Günü bile var da bizi kanatlarının altında koruyan, kollayan, kendisi yemeyip bize yediren, kendisi içmeyip bize içiren, gözünü bile kırpmadan bizim için canını feda etmeye hazır annelerimiz için ayrılan bu özel gün bambaşka..
Esen kalın.