CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

MEMLEKETE GİDERKEN…

O piti piti/Karamela sepet /Terazi lastik/Jim-nas-tik

-Bir  çocuk oyunu tekerlemesi-

Akşama yakın; Kadıköy’den S.Gökçen‘e giden servis otobüsüne bindim. Uçacağım birazdan. Bir çocuk heyecanı var üzerimde; yüreğim bugün kıpır kıpır memleketime, bayrama gidiyorum…

Gözlerimi kapadım .Çocukluğum geldi gözlerimin önüne…Akşamdan  baş ucuma  koyduğum yeni  naylon sandaletim pırıl pırıl. Sabah sandaletimi giyip öpmelere koşacağım…

Anamın babamın ham bez  fabrika ceketinden diktiği pantolonumun cebi cecit  bilyelerle dolu…

Her yaştan insana eğlenceli masallar anlatan  babam ,  duyulmamış masallar anlattığından,  ağa en çok harçlığı bana verecek…

“Katırcılar”dan biri  elinde cezve ağaya kahve yapıyor…

Gıcır gıcır ayakkabıların aynasında saçlarını tarayan yelekli gömlekli  bıcırlar…

Gözlerim kapalı…Rengarenk yeni elbiseleriyle  çocuklar kümelenmiş  “o piti piti “ oynuyorlar.

Ve babaannem…Kedilerin hamisi ,yemeyip içmeyip topladığı şekerlerle çocukları sevindiren cömert babaannem… Kızdığı zaman  kedilere ana avrat küfür eden ; karanlık sokaklarda elinde topuzlu kızılcık sopasıyla sarhoşları  kovalayan korkusuz babaannem…

Dönme  dolaplarda  başım dönüyor. Uçan salıncaklarda benimle dönüyor babaannem…

Uyur gibi yapıp korkusuzca öteki aleme giden Rahmetli babaannem…

Rüya mı görüyorum?  Mini minnacık bervaniğinin cebinde  leblebi şeker taşıyan Hacıkız,  çocuklara mini minnacık  masallar anlatıyor…  

Gözümü açtım. Bir buçuk saate yakın sürecek Kadıköy-S.Gökçen  seferinde   bu otobüs  yürümüyor uçuyor sanki…

Akşam ağaçların arasına düşen bir aydede otobüsün penceresinden  bir görünüp bir kayboluyor…

Yolcu bir kadın orucunu su ile bozuyor. Ezan okunuyor…

Gözlerimi kapıyorum. Hatıralar sökün ediyor birer birer….Burada bu şehirde geçen üniversitedeki öğrencilik , memuriyet  ve nihayet  emeklilik  günlerim bir sinema şeridi gibi kare kare  geçiyor gözlerimin önünden…

Gözlerimi açıyorum; yanımdan  yöremden alt geçitler, üst geçitler, uzunlamasına gökdelenler , genişlemesine “avm”ler ,bitip tükenmek bilmeyen yüksek binalar  korkunç bir  hızla  yanımdan yöremden  akıyor…

Gözlerimi kapadım. Bahçeli evimiz yıkılmış . Şimdi yerine kargo kutusuna benzeyen bir bina dikmişler...

Beni bekleyen yok memlekette. Hayatta elini öpecek büyüklerim  kalmadı. Rahmet-i Rahman’a gittiler.

Ve nihayet gözlerimi  uçakta açıyorum.. Her şeyi geride bıraktım; ben memlekete, bayrama gidiyorum.

Gözlerimi bir açıp bir kapıyorum…

<