ZAFER BENGİ

ZAFER BENGİ

Mersin mitingi, dönüm noktası mı?

Bugün son anda olağanüstü bir gelişme olmazsa, önemli bir gösterge halkın gözlerinin önüne serilecek!

Meral Hanım’ın Denizli mitinginden sonra, muhalefetin ikinci “gövde gösterisi” Kılıçdaroğlu’nun bugünkü Mersin mitingi, iktidar karşıtı halkın da fikrî değil, ama bedensel ve düşünsel göstergesi olacak!

Tek dileğim, bugün yapılacağı planlanan mitingde aklı selimin galip gelmesi...

Ekonomik göstergeler, siyasilerin daha da ortamı geren söylemleri, halkın ekmek kuyruğunda ömrünü geçirmesi, vasatı ısıttıkça ısıtıyor...

***

Özellikle ülkenin asayişinin emanet edildiği bir bakanın, gerekçesi ne olursa olsun, “Efendim şurada metruk bina var, burada metruk bina var. Ama mahkeme kararı var yıkamıyoruz. Ya arkadaş sen gece yık, mahkeme kararı bizim arkamızdan gelsin. Ben de diyorum ki, gece yarısı dozer gelsin yıksın kim yıktı, biz nereden bilelim ya! diyelim” sözleri ne kadar ürkütücü?..

Bir ülkenin İçişleri Bakanı, mahkeme kararlarını nasıl yok sayacağının yolunu gösteriyor!

Bir ülkenin İçişleri Bakanı, bu görüşünü de halkın önünde alenen açıklıyor!

Bir ülkenin İçişleri Bakanı, halka neredeyse, “Mahkemelere boşu boşuna gitmeyin” diyor!

Bir ülkenin İçişleri Bakanı, neredeyse, “Ben yargı kararlarını dikkate almam” diyor!

Bir ülkenin İçişleri Bakanı, neredeyse, “Ben yaptım, oldu” diyor!

Devlet erkinin en önemli kişilerinden birisi, nasıl olursa olsun, nasıl kararlar alınırsa alınsın, yargıyı takmamanın önünü açıyor!

Şok içerisindeyim ve irkiliyorum...

Bu konuyu çok geç kaleme aldım!

Neden mi?

Doğruluğunu tam araştırmak için...

Maalesef doğruymuş!

Bu sözlerin, bu yol göstermelerin yetkili bir ağızdan çıktığı bir ortamda, bugün yapılması planlanan Mersin mitingi beni çok düşündürüyor!

***

Gelelim, kendisini yakından tanıdığım, baş başa görüşmelerim olan bir akımın kurucu lideri rahmetli Alpaslan Türkeş için düzenlenen “anma gecesi”ni, yine sözde ülkücülerin oluşturduğu grubun basması...

Çok manidar...

Neden mi?

İddiaya göre, kapıda bekleyen güvenlik güçlerinin olayların sonunda baskını gerçekleştiren kişileri alıp gitmesi...

Bu gelişmeler, MHP’ye yakın olduğu, bu partinin veliahtı olduğu söylenen kişinin tavrından mı?

Üzülürüm...

Geçmişi olan, sevelim sevmeyelim bir dönem ülke yönetiminde "Milliyetçi Cephe Hükümetleri"yle halka hizmet için iktidarı paylaşan Türkeş’in “anma gecesi”nin gerekçesine olursa olsun, şüpheli ülkücülerin basması mutlaka aydınlatılmalı...

Geçmişi güçlü, kökleri uzun bir parti, mutlaka gerçek sahiplerine adil bir ortamda devredilmeli...

Parti, içeriden darbe girişimi ile ele geçirilmeye çalışılmamalı ve buna da müsaade edilmemeli...

Tek merak ettiğim, rahmetli Türkeş’in oğlu Yıldırım Tuğrul Türkeş’in bu gelişmeler hakkında ne düşündüğü?.. Halen Ak Parti milletvekili...

Tuğrul Bey’in kardeşi Ahmet Kutalmış Türkeş de, Ak Parti milletvekiliydi ve basılan toplantıyı düzenleyen vakfın kurucularındandı...

Ahmet Kutalmış Türkeş, konu hakkında yaptığı açıklamalarda, direkt MHP’yi ve Devlet Bahçeli’ye “ajan” suçlaması yapması, iktidar paydaşları arasında ayrışma mı olacak sorularını akla getiriyor!

Garip gelişmeler yaşanıyor, değil mi?

Basanların hedefi, MHP’yi ele geçirmek mi?

Bütün bu gelişmeler, çok ama çok düşündürücü!

Gel de irkilme bugünün sonunun ne olacağından!

<