METİN TÜTÜN: SANATTAN ÖTESİ...
METİN TÜTÜN: SANATTAN ÖTESİ...
Fotoğraf sanatçısı ve heykeltraş Metin Tütün'ün İstanbul Beyoğlu Gama Art'taki sergisine gittim ve önceki sergilerinde olduğu gibi bu sergiden de çok etkilendim.
Sanat eleştirmeni olmadığım halde, hislerimi sizlerle paylaşmazsam hem "Güzel Sanatlara" hem "Metin Tütün"e hem de sizlere haksızlık yapmış olurum. Bu sergiden herkesin haberi olmalı, güzel sanatlara ilgisi olan ve vakti olan herkes ziyaret etmeli diye düşünüyorum.
Sergiden bahsetmeden önce Metin Tütün'ün 10 yıl önce "Gölgeler Çekildiğinde" isimli sergisi ve 7 yıl önce de "The Blues" isimli sergisine katıldığımı vurgulamalıyım. Tütün'ün eserleri, yurt içinde ve yurt dışında açtığı birçok kişisel serginin yanı sıra birçok müze, fuar ve karma sergide de yer almış. Son olarak; Mustafa Taviloğlu'nun Mecidiyeköy'deki tarihi likör fabrikasında 15 Aralık'a kadar açık olan "Bir Koleksiyonerin Hikayesi" sergisinde bazı eserleri bulunuyor.
Bu defa; Metin Tütün'ün 10.sanat yılı sebebiyle 3 büyük şehrimizde sergisinin açılmasına karar verilmiş. Sergi ilk olarak Ankara'da düzenlenmiş. Şu sıralarda İstanbul Gama Galeri'de devam eden sergi, 9 Kasım'a kadar açık olacak. Sergi daha sonra 15 Kasım - 9 Aralık tarihleri arasında İzmir Galeri A'da sanatsever İzmirlilerin görseline açılacak.
Tütün, "nü" fotoğrafları üzerinde kullandığı farklı tekniklerle çok özellikli ve görsel değeri yüksek sanat eserleri ortaya çıkarmış. Fotoğraflarının bir kısmını da heykel haline getirmiş. Fotoğraflara yansıyan müthiş çalışmalarını farklı malzemeler kullandığı heykellere dönüştürmüş. Bunları birlikte sergileyerek katılımcılara kıyaslama ve değerlendirme şansı vermiş.
Sergideki eserlere verilen isimler özellikle ilgimi çekti. Bir eser ile ismi arasında bu derece uyumu bir başka yerde görmedim desem, yalan olmaz.
Birçok yakıştırma yapılmış, Metin Tütün'ün eserlerine: Kadın Bedeninin Sanatsal Yolculuğu", "Gölgelerden Maviliklere, Çamurdan Bronza", "Işıkla Gösterip, Gölgeyle Saklama" v.b. ...
Fotoğraflarda ışığı, gölgeyi, suyu, gizemi, masumiyeti herşeyi görebiliyorsunuz hatta bir damlanın fotoğrafta yarattığı etkiye dakikalarca kapılıp kalıyorsunuz. Ancak aklınıza tek birşey asla gelmiyor: "Nü" fotoğraftaki kadın bedeni ve hatlarının cinsel çağrışımı. Bu, modellerin vücut hatlarındaki herhangi bir problemle alakalı bir konu değil, tersine son derece düzgün hatlar söz konusu. Bu nedenle, kadını bir cinsel obje olmaktan çıkaran ve sanatsal "nü" fotoğrafları sunan Metin Tütün'ü bu açıdan özellikle kutlamak gerek.
Asıl mesleği elektrik mühendisliği olan Metin Tütün, profesyonel iş hayatından sonra heykeltraşlığa başlıyor. 40 yıla yakın çekmiş olduğu fotoğraflara da ancak bu dönemde hayat vermeye başlıyor.
Metin Tütün'ü ilk tanımam 20 yıl öncesine Bakü'deki BST (Bakü Sohbet Toplantıları) toplantılarına dayanıyor. Bakü'de bulunan Türk işinsanı ve diplomatlarının adeta buluşmayı iple çektiği bu samimi atmosfer içerisinde Metin Tütün'ü önce insanlığı, vicdanı ve örnek alınabilecek "adam gibi adam" yönüyle tanıdım. Sonrasında sıcak ev toplantılarımızda gitar yorumları ile sanatsal yönünü keşfettim. Şimdi de fotoğraf sanatçılığı ve heykeltraşlığını. Bakü orada bulunan herkese mutlaka birşey katmıştır. Metin Tütün de heykeltraşlık yönünü burada keşfediyor ve geliştiriyor.
Metin Tütün, insan yaşamı için kısa sayılabilecek bir dönemde büyük işlere imza atmış. Ancak kendisi bu şekilde konuşmalara mesafeli. Anlayacağınız tevazunun, "Ete, kemiğe" bürünmüş hali.
Son sergisinde galeriyi yöneten hanımefendiye, "Biz belki Metin Tütün'ü tanıdığımız için objektif olamayabiliriz, sizce bu sergi, bugüne kadar bulunduğunuz sergiler içerisinde ilk kaça girer" şeklinde bir soru yönelttim. Önce hiç düşünmeden "İlk üçe" dedi, sonra biraz düşündü, "Birinci..." diyecek gibi oldu, sonrasında, sanırım diğer sergileri ve sanatçıları da düşündüğü için belki de onlara kabalık etmemek adına sustu.
İşte Metin Tütün'ün sergisinde böylesi eserler var.