PEKCAN TÜRKEŞ

PEKCAN TÜRKEŞ

MİKONOS

Y U N A N    A D A S I

        MİKONOS                                                                                       

 

 Biliyor musun  “İzm”lerin en güzeli turizm olsa gerek.Bizim Marco Polo’muz Evliya Çelebi’ye izafe edilmiş bir rivayeti  turizm lafı geçtiğinde latife olarak şöyle anlatıyorum:” Bir gece rüyamda Hz.Muhammed’i(S.A.V)  gördüm. Şefaat dilemek istedim. Ama heyecanlandım. "Şefaat ya Resulallah" diyeceğime, "Seyahat ya Resulallah" dedim.Sonra yıllarca Evliya Çelebi gibi seyahat edip durdum.Bu gün sana 38 yıllık rehberlik anılarımdan ziyade Yunan Adaları”na yaptığım bir gezi seyahatimden söz edeceğim.    Cruise seyahatleri  ömür boyu unutamayacağın bir tatil deneyimi kazandırıyor insana.Hele senin gibi özgürlüğüne düşkün , belli bir yere bağlı kalmak istemeyen ve otel tatillerinden sıkılan biri için ideal bir gezi programı.Bir taraftan geceleri  gemide seyir halinde  5 yıldızlı otel kalitesinde konaklıyorsun diğer taraftan gündüzleri demir atılan limanlarda tarihi ve turistik yerleri görme imkanını bulabiliyorsun.

    

  DENİZ İLE İLK TANIŞMAM

 

    Denizle ilk tanıştığımda sekiz yaşındaydım. Heyecan,keyif ve korkuyu bir arada yaşarken çok mutlu olmuştum.Gözlerim masallarda okuduğum deniz kızını aradı.Deniz kızını görememiştim ama denizin, kaşifin keşfettiği yere duyduğu heyecan verici yepyeni uçsuz bucaksız bir sonsuzluk olduğunu anlamıştım. Nereden nereye? Çocukluğumda Büyük Ada’dan öteye gidemeyen ben zamanla deniz özlemimle beraber yeni yerleri keşfettim:Doğu Karaiplere deniz seyahatimde esrarengiz bir ada buldum: Karaiplerde Grand Turk Adası…Bu günlerde yeni çıkacak olan  deniz hikayeleri kitabımın ilk nüvesi Grand Turk adasını keşfederken oluştu. Esasen gemi yolculuğunun keyfini vizesiz Yunan adalarında  bir kez daha yaşadım.

  Sen kavurucu güneşin altında kalmaktan, sürekli otelde vakit öldürerek tatil yapmaktan sıkıldın mı? Daha keyifli  ve heyecan dolu bir tatil yaşamak istiyorsan Gel seninle Yunan Adalarına ETS Turla  bir yolculuk yapalım.Midilli,Santorini,Mikonos,Girit ve Rodos'dan oluşan bu gezide özellikle MIKONOS 'dan söz edeceğim.

 

GÜNAH ADASI MİKONOS

 

 Mikonos;Ege denizindeki Cylad (Çember) adalar topluluğuna bağlı  granit taşlardan oluşmuş,89  km sahil şeritli ,yüzölçümü 86 kilometrekare olan bir ada.

    Beyaz renkli dar sokakları ve küp şeklindeki evleriyle Yunanistan’ın en gösterişli adalarından biri  olan Mikonos,yollara taşmış pembe ve beyaz çiçekleriyle bir Ege klasiği.Yunan adaları, mitolojisiyle, tarihiyle, uygarlığıyla , plajlarıyla, yemyeşil-masmavi doğasıyla bambaşka bir dünya...

     Klasik Yunan kültürünün yaşandığı ancak modern dünyaya da ayak uydurmayı başarabilmiş Mikonos;göz kamaştıran yel değirmenleri, eşsiz plajları ve gece kulüpleriyle ünlü.

      Günah adası diye anılan Mikonos da eskiden sokaklarında pelikanlara rastlardım.Yemek yerken sahipleri tarafından dilendirilen bu pelikanlar ilginç ve komik görüntüler sergilerdi. Bizde de buna benzer Beşiktaş ve Ortaköy taraflarında “Elton John” gözlüklü köpeğiyle show yapan bir motosikletliyle ara sıra karşılaşabilirsin.Önce gözlüklü köpeğiyle pozlar veren ardından köpeğinin yiyecek ve bakım ihtiyaçları için para isteyen bu motosikletli modern dilencinin; Fas-Marakeş'deki yılan oynatan dilencilere taş çıkartırcasına bir yandan insanları eğlendirip diğer yandan emri vaki yaparak  para toplamasına şahit olabilirsin.

   Yunanistan'ın bu en gösterişli adası her gelenin ilgisini çekiyor. Müzik seslerini dolduran sokaklarda yürürken kendini bir an Avşa,Alaçatı ve Bodrum’da hissedebilirsin. Bu tür mekanların ilk örneği Avşa adasıydı.Hatırlar mısın Avşa ile ilgili Turkish Daily News Gazetesindeki ‘ An Arabesque Voyage of Middle Pillar “ “Orta Direğin Arabesk Yolculuğu “yazımda bu tür yerlerin benzer karakteristik özellikler taşıdığını belirtmiştim.

    Ada’da fazla taksi görmedim. Ulaşım motosikletlerle yapıldığı için yürümek zorunda kaldım.Tabii bu arada Ada’nın diğer doyumsuz güzelliklerine de tanık oldum..Kasabada hareketlilik var ama lokal esnafla görüştüğümde bu yıl işlerin kesat gittiğini söylediler.

 

ÇIPLAKLAR KAMPI

 

Adanın güneyine yoğunlaşmış plajlar var. En sıra dışı özelliği ise Çıplaklar Kampının olması. Bu arada Ada'nın en güzel plajı olan Süper Paradise’de bol bol denize girdim.

Ada merkezindeki kalabalıklardan uzaklaşmak, daha sakin bir ortam da bulunmak istersen adanın doğusundaki Aro Mera Köyü cazip gelebilir. Yunan kültüründen esintiler bulabileceğin bu adada rıhtım boyunca uzanan değirmenler de görmen gereken güzelliklerden.

    Adada hayat çok geç başlıyor. Genel olarak eğlence için aradığın her şeyi bulabileceğin bir ada olmasının yanı sıra uçuk kaçık partilere söz gelimi  “Mr.Gay “güzellik yarışmasına da ev sahipliği yapıyor.Zaten ada çılgın eğlence hayatına sahip olmasıyla da ünlü. Sabah saatlerine kadar hiç durmadan hareket ve eğlence dolu barlar, gece kulüpleri, eğlence merkezleri ve müzikli restoranlar kısacası eğlence ile ilgili aradığın her şey bu adada görebilirsin.

   

ATİNA KEBAB (!)

 

   Mikonos’ta gezip görülmesi gereken yerleri sıraladığımda ilk başta Küçük Venedik geliyor. Şehir merkezinde, deniz kıyısında açık hava cafe ve restoranlarının sıralandığı bir kıyı olan bölge, Venedik’i andıran görünümüyle bu isimle anılıyor. Sanat galerileri ve barların bulunduğu Küçük Venedik  isimli romantik sahil kıyısında gün batımıyla birlikte yudumlayacağın içkiden daha da keyif alacağınızı umuyorum.

     Limanın sağında 24 saat açık En Plo (Güvertede ) isimli restoranda makul fiyatlarla yemek yiyebilir ve kahveni içebilirsin.

      Diğer adalarda olduğu gibi burda  da Taverna denilen lokantalarda yemek isimleri  bizdeki isimlerin tıpa tıp aynı : Musakkinos-musakka,cacikis- cacık, pita- pide,imam bayildi-imam bayıldı,kadaifi-kadayıf,fasulakia-fasulye yemeği,dolmadas-yaprak dolması,trahanas-tarhana,bureki-börek,kokoreçi-kokoreç.İnan en çok şaşırdığım bizim asırlık ,acılı,eti zırhtan geçirilmiş Adana kebabımızı  “Atina kebabı” diye sunmaları.

    Kasabanın labirent sokaklarının birinde  küçük bir  avluya açılan İskandinav bardaki eğlencelere katıldım.Etrafta tek bir güvenlik görevlisi görmedim.Hatırlarsın geçenlerde bizim Ferhan’ın eşi Derya Baykal’ın “Pardon” filmini de yöneten oğlu Mert Baykal evlenmeden önce bekarlığa veda partisi verdiği ünlü diskoteklerden birinde body-guard’lardan dayak yemişti..İşte bu adada tek bir güvenlik görevlisine rastlamadım.Mutlaka sivil giyimli güvenliği sağlayan elemanlar vardır ama “Damsız Girilmez” uyarısıyla kimse karşılaşmıyor burada.

     Mikonos yeni evli çiftlerin de  uğrak mekanı. Çünkü balayı  çiftleri için çok indirimli fiyatlar sunuluyor burada..Gezilecek yerleri şöyle sıralayabilirim :

Matovianni Sokağı,Panormos Plajları, Platis Gialos Plajı,Süper  Paradise Plajı,

  Paraportiano Kilisesi: 15.yüzyılda inşa edilmiş bu kilise beş ayrı kilisenin  bir bütün hali.Model teknelerin olduğu Ege Deniz Müzesi,Yel Değirmenleri .Bu değirmenleri seyrederken bir an için kendimi Hollanda’da sandım.Daha sonra Cervantes’in ünlü romanındaki Don Kişot’un Rosinta adlı atıyla hayali değirmenlere saldırdığını hayal ederken çevremizde Don Kişot’ların hala var olduğunu düşünüyorum.

     Gezilecek yerlerin  sonuncusu da Armenistis Feneri.İngiliz buharlı gemi Volta’nın 1887 de adanın kuzeyinde kayalara çarpıp batması ve 11 denizcinin ölümü üzerine bu fener yapılmış.Fenerin bulunduğu yerde,Adanın müzik sesinden uzak sadece rüzgarın sesini duyarak gerçekten gizemli  bir manzarayı buradan seyredebilirsin.

      

BÜLENT ECEVİT: 

YUNANLIYLA KARDEŞ OLDUĞUNU SILA DERDİNE DÜŞÜNCE ANLARSIN

  

Bu gün Mikonos sokaklarında dolaşırken karşılaştığım ve Türk sıcaklığını hissettiğim Yunanlılarla bir çok ortak noktamız olduğunu anladım. Gurbette bir Yunanlıyla tanıştığımda aklıma  Bülent Ecevit’in B.B.C ‘de 1947 ‘de redaktör Spiker olarak çalıştığı yıllarda yazdığı şiir geldi.Ben de 1975 de T.R.T Çocuk Saatinde çalıştığım yıllarda Londra’ya gittiğimde B.B.C Türkçe yayınlarında ‘ Geleneksel Türk Tiyatrosu ve Çağdaş İngiliz Tiyatrosu “ üzerine bir konuşma da yapmıştım.Her neyse.Gelelim Ecevit’in şiirine :

“Sıla derdine düşünce anlarsın /Yunanlıyla kardeş olduğunu /Bir Rum şarkısı duyunca /Gör gurbet elde İstanbul çocuğunu /Bu sudan bu tattandır/ İkimizde de günah/ Bütün içkiler gibi zararı kadar leziz /Bir iklimin meyvesinden/ Sızdırılmış bir içkidir kötülüklerimiz/ Aramızda bir mavi büyü bir sıcak deniz/Kıyılarında birbirinden güzel iki milletiz  /Bizimle dirilecek bir gün/ Ege'nin altın çağı yanıp/ Yarının ateşinden eskinin ocağı/ Önce bir kahkaha çalınır kulağına/Sonra Rum şiveli Türkçeler/ O Boğaz'dan söz eder sen rakıyı hatırlarsın /Yunanlıyla kardeş olduğunu sıla derdine düşünce  anlarsın.”

      Yolculuk yaptığımız Aegean Paradise’da  bir otelde bulunabilecek her türlü konfor var. Hatta ülkemizde açılması yasak olan Casino bile yer almakta. Las Vegas’ın ihtişamıyla,canlı oyun masaları,Poker masaları büyük ödüllü Jack Pot sistemiyle oyun tutkunlarının başını dönüyor.Gemi’de ETS Gemi Turlarının Müdürü Kadim Dostum Ahmet Yazıcı'nın tavassutuyla 1993 Eurovision yarışmasına katılan Yunanlı şarkıcı KAİTİ GARBİ ile ve  müziğiyle tanıştım.

    İzmir limanına vardığımızda gezi boyunca gezdiğimiz arkeolojik yerleri hatırladıkça bizim Efes ve Bergama aklıma geldi.Modern, laik ve güzel bir ülkeye sahip olduğumuzu iyi  anlatmamız gerektiğine inandım.Ve Özbeklerde nasıl bir “At Bakanlığı” mevcutsa bizde de bir Deniz Bakanlığı iyi ki var.

Yaz sıcağında ılık meltem rüzgarları eserken ben de şu satırları sana ithaf ediyorum :

“Mikonos ! Duygularım tatildeyken, Seni seçtim.Kulaklarımda  ne güzel melodiler bıraktın.Ben de artık en güzel şarkıları söylemek istiyorum birkaç günlüğüne hasret kaldığım Ülkemin  kıyılarında.Duygularım deniz oldu koylarında getir son sevgiliyi Beşiktaş’tan gençliğimi yaşamak istiyorum yeni baştan.” 

    

<