MİLLİ DENGE
Ekonomide önemli olan üretimi ve istihdamı arttırabilmektir. Yatırım ortamını sağlayacak, yaşam standartlarını ve satın alma gücünü arttırabilmektir. Bu sayede tasarruflar sağlanabilir. Bu sayede ekonominin arz-talep dengesi sağlanabilir.
Ülke ekonomisinin makro dengeleri açısından fiyat istikrarı ve finansal istikrar önceliklendirilemez. Yatırımları, üretimi, büyümeyi, istihdamı ve ihracatı önceliklendirerek, bu alanlardaki hayatiyeti arttırarak, finansal istikrarı ve fiyat istikrarını sağlamış oluruz.
Genç nüfusu artmaya devam eden Ülkemizin önümüzdeki yıllarda yatırımlarını, üretimini, ihracatını arttıracak tarihi bir yapısal değişim süreci ve özünde istihdamı arttıracak reformlar çok önemlidir. Çünkü ekonominin değeri ve önemi “iş ve aş”tır.
Ülkenin istihdamı arttıracak reform süreci, yatırımlar, üretimi ve ihracatı arttırması ile birlikte ileri teknoloji ürünlerinin ihracatımızdaki ağırlığını arttıracak ve bankacılık sisteminin gerçek manada yatırım kredisi kullandırabileceği, katılım finans sisteminin yeni imkânlarından ülke ekonomisi çok daha geniş ölçüde yararlanmış olacaktır.
Hiç şüphesiz kamu mâli disiplini bu sürecin de önemli bir parçası olacaktır.
Mâli kural, ekonomik sistem Covid-19 ile tarihi bir mücadelede iken Türkiye’nin kendisini prangalaması anlamına gelir. Türkiye’nin kamu harcamalarını azaltmaya değil, verimliliği arttırmaya ihtiyacı vardır.
Türkiye ekonomisini temsil eden tüm S.T.K.’ların öncelikle üretime, istihdama, büyümeye ve ihracata odaklanacakları böyle bir süreç, ülkeyi ileriki yıllarda iddialı bir Türkiye konumuna taşıyacaktır.
Ancak bunun başarılabilmesi için en önemli husus, bu konuda yapılacak reformların tavsiye mahiyetinde değil, uygulanabilirliği ve yatırım gücü olmasıdır.
Ayrıca bu önemli konuda bir nevi seferberlik ilan edilmeli, bankalar, sanayi kuruluşları ve üniversiteler devreye girmeli, görev ve sorumluluk üstlenmelidir.
Ülkemizde hatalı eğitim politikaları sonucunda üniversite mezunlarının sayısı lüzumundan fazladır. Yalnız teorik bilgiye dayalı eğitimin kişinin ne kendirsine ne de Ülkemize faydası yeterli değildir. Gençlere uygulamaya dayalı eğitim verilmelidir. Tıp tahsilinde olduğu gibi bütün branşlarda gereği gibi zorunlu staj yaptırılmalıdır. Bu konuda sanayi kuruluşları ve fabrikalar görev ve sorumluluk üstlenmelidir. Teknik okullar yaygınlaştırılmalı, bu okullar sanayi kuruluşlarının bünyesinde veya yakınında olmalıdır. Devlet ve bankalar bu kuruluşlara mâli destek sağlamalıdır. Devlet bu günkü eğitim sisteminde lüzumsuz eğitim harcamalarını bu yöne çevirmelidir. Bankalar bu görevi üstlenen kuruluşlara gerekirse faizsiz kredi vermeli, bankalara devlet bu konuda destek vermelidir. O zaman üretim ve istihdam istenilen düzeye ve verimli seviyeye gelmiş olur.
Kendi çapında bir iş adamı ve tecrübeli bir mühendis olarak bu köşede kısaca anlatmaya çalıştığım bu önemli konu reformları hazırlayan komisyonlarda ele alınmalı üniversite ve büyük kuruluş yöneticileri ile değerlendirilmelidir.
Temel hedef Ülkenin özkaynakları ile harcamalarının eşit kılınması, daha iyisi Ülkenin kaynak fazlasının T. C. Merkez Bankası’nda döviz rezervi olarak gerekirse biriktirmesidir. “Milli Denge” Türkiye ekonomisi için gerçek bir milli ekonominin inşası adına en temel gerekliliktir. Cari fazla vereceğimiz bir ülke ekonomisi, yatırımlarda, üretimde, ihracatta, yeni bir tarihi sıçramayı hedefleyen bir ekonomik reformu gerektiriyor.
Ekonomik reformların muvaffak olabilmesi uygulanabilir olmasına bağlı olup, bunun için reformların yaptırım gücü olmalıdır.
Bu reform çalışmalarının başlamış olması muvaffakiyetin başlangıcı olup, büyük Atatürk de bir düşünce ile başlamış ve reformlarda başarılı olmuştur.
Hangi siyasi görüşte olursak olalım Devletimiz, Anayasa, Adalet ve Ekonomi konularındaki reform çalışmalarına katkıda bulunalım ve destek verelim. Bu Ülke hepimizin.
ASRIN SÖZÜ
“Nerede karşılıklı sevgi ve saygı varsa,
orada güven ve itaat vardır.
Güven ve itaatin olduğu yerde disiplin vardır.
Disiplinin olduğu yerde huzur,
huzurun olduğu yerde muvaffakiyet vardır.
Muvaffakiyet,
muvaffak olacağım diye başlayan ve
muvaffak oldum diyebilenindir.”
Sağlıcakla kalın.