ZAFER BENGİ

ZAFER BENGİ

"Morse Alfabesi"ne mi geçeceğiz?

İnsanoğlu, düşüncesini, fikrini, zikrini birkaç şekilde açıklayabilir...

Bunlardan en önemlisi, kalıcılığı olsun diye, yazmaktır...

İkincisi, kaydedilsin diye, seslidir (ister radyo, ister konferans, ister tv ya da miting)...

Bunların dışındaki açıklamalar, pek değer taşımaz...

Çünkü, halk, bu iki sistem dışındaki görüşlerden faydalanamaz, aydınlanamaz ya da anlayamaz!

Biliyorsunuz bugün 6 Ocak...

Önemli bir gün...

Çağının en gelişmiş sistemi yani “Morse Alfabesi”ni 6 Ocak 1838’de buldu, daha doğrusu ilan etti Samuel Morse...

Yani 184 yıl önce bugün...

Bizim yazar yine ne demek istiyor?” diye siz düşüne dururken, ben de nedenini açıklayayım...

***

İletişimin zirve yaptığı bir dünyada, insanın herhangi bir düşüncesini beyninde saklamasının, faş (tdk: gizli olanı açığa vurmak) edememesinin hiçbir kıymeti, değeri yoktur!

Ancakkk...

Bugünkü dünyanın çok önemli bir bölümünde, fikrin, görüşün açıklanması suç!..

Tabii, görüş yönetenlere karşı ise...

Allem kallem edip, bir yolunu bulup, muhalif görüşünü açıklayanlar, hemen tepki görüyorlar...

Bu yazıyı yazarken, Çin’in kontrolünde olan Hong Kong’da demokrasi yanlısı bir haber sitesine baskın yapılarak 7 kişi gözaltına alındı. Hong Kong’da daha önce de böyle bir baskınla “Apple Daily” adlı gazete kapatılmıştı.

Elbette bunlara rağmen, görüşler saman altı yapılamıyor...

Benim görüşüm, yakında neredeyse tüm dünyada Samuel Morse’un “Morse Alfabesi” yeniden çok geçerli bir yöntem olacak!

Tabii, bunun eğitimi de gündeme gelecek!

Belki de yakında muhalifler, kendilerini “Morse Alfabesi” ile ifade etmeye çalışacaklar!

Ya da Kızılderililer gibi “duman işareti” ile konuşacaklar!

Olmaz, olmaz demeyin!

***

Neredeyse tüm anayasalarda düşünce açıklamanın (halkı galeyana getirmeden) suç olmadığı bir dünyada, muhaliflerin (iktidar karşıtlarının) beyanatları, yazıları, sözleri bir kılıf bulunup “suç” haline getirilebiliyor!

Dünyamızda bunun çooook örneği var!

Ama, bu yolu kullanan yönetimler unutmasın ki!..

Yer altına inen bir görüş ne olursa olsun, açıkta olan görüşten çok daha tehlikelidir!

Neden “yeraltı dünyası” deniliyor?

Neden tün karanlık işler, duyurulmadan gerçekleşiyor?

Dünya tartışmalı (fiziki ya da maddi zarar vermeden), konuşmalı, düşünceler ortaya konulmalı!..

Açık, aleni olan her şey, gizli kapaklı olandan daha çok iyidir!

İşte size önemli bir örnek:

Türkiye Komünist Partisi ülkemizde yasaktı...

Yıllar sonra, serbest bırakıldı...

Hatta bir il belediye başkanlığını kazandı...

Başkanına da "Komünist Başkan" deniliyor...

Ne oldu, bir şey mi oldu?

Benimseyin ya da benimsemeyin!..

<