RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Mürekkep kokan eller

Ülkemde dernekçilik yaygındır. Yüz binden fazla dernek var. 70 bini hemşehri dernekleridir. 90 bini tabeladan ibarettir. Kalan 10 binin 9 bini parasızlıktan sıkıntılıdır. Sonuçta sivil toplum kuruluşu olacak niteliğe sahip ancak bin kadar dernek var. Parası olmayan, akarı, geliri olmayan dernekler asla bir sivil toplum kuruluşu olamaz.
Sivil toplum kuruluşunun kendine ait amacı, hedefi, görüşü, ufku olmalıdır. Belli  bir zemini ve vazgeçmeyeceği ilkeleri olmalıdır. Kişiliği, tüzel kişiliği, tüzüğü, purogramı olmalıdır. Ama para yoksa ilkeler de, zemin de işe yaramaz. Kişilik de muhafaza edilemez.

Xxxx

Her sivil toplum kuruluşunun istese de istemese de siyaset karşısında bir duruşu olacaktır. Siyasi bir kuruluş olmamasına karşılık, faaliyetleriyle, söylemleriyle, hizmet ettiği amacıyla, ilkeleriyle, tüzel kişiliğiyle bir siyasi yanı olacaktır.
İster bir düşünce kuruluşu olsun, ister bir sanat, ya da irfan kuruluşu olsun. Her hal ve şartta yönetenlerin dikkatle izlemesine ve o kuruluş hakkında bir kanaat sahibi olmasını engellemek mümkün olmayacaktır.

Xxxx


Yönetenler kendilerinin amaçlarına hizmet edilmesini, yönetimlerinin iyiliklerini, güzelliklerini, erdemlerini görsün ve anlatsın isterler. Ama efendim şu konuda bir yanlışınız var diyebilen bir stk makbul değildir yönetenlerce.
STK adıyla tasnif edilen dernek, vakıf, oda, meslek birliği aidatlarla ayakta duramaz. Üyelerin aidat ödemeye karşı bir tavrı vardır. İnsanımız genel olarak vermeyi sevmez. Almaya bayılır. Dernek ve vakıflar ve benzerleri devlete uygun davranmak düşünmek ile hükümete uygun düşünmek ve davranmayı karıştırırlar. Hükümet icra heyetini devlet sananlar çoğunluktadır. Halbuki devlet kurulu bir nizam, hükümet o nizamı çalıştıran bir elemandır.

Xxxx

Devlet daha çok soyut bir nizamdır. Onun vücut bulması hükümet eliyle gerçekleşir. Bu yüzden devletle hükümeti karıştıranları yadırgamak uygun  değildir.
Kanunlar devlettir, Adliye hükümettir. Kanunları uygulamak hükümettir. Bir şey isteyen vatandaş kanunları hatırlatarak bir şey isteyecektir. Vatandaşın istediğini verecek olan da devlet adına olsa bile hükümet tarafından verilecektir. O yüzden hükümet eden, icrada bulunan siyasi görüş mensupları ile iyi geçinmeyen, araya mesafe koyan dernekler hğkümetten istediğini alamayacak ve maddi imkeansızlık içinde faaliyetini sürdüremeyecek ve tabela derneği haline düşecektir.

Xxxx

İşte bu yüzden hükümetin icraatıyla ilgili deme. Verir ilgili-ilgisiz kuruluşlar. Dışardan izleyenler, bu beyanatların, açıklamaların bu dernekle ne ilgisi olabilir diye yadırgarlar. Ama meselenin temelinde para ihtiyacının, maddi imkean ihtiyacının kolaylıkla karşılanması arzusu vardır.
Xxxx

Bu genel değerlendirmelerden sonra yepyeni henüz bir yaşını dolduran güzel bir stk misali olan bir dernekten söz etmek istiyorum.
Mürekkep Kokan Eller Derneği.
Eyüpsultan’da Müftülük karşısında bir Caferağa Medresesi var. Caferağa Medresesi Ayasofya’nın yanıbaşında da bir tane var ve sokağa adını vermiştir. Sinan eseri olduğu söylenen bu iki medrese de bence Sinan ekolünden Cafer Ağa’nın mimarlığında yapılmış olma ihtimali yüksektir. Şimdi sanat tarihçileri, bana ‘ne kadar da cahil bir adamsın’ deme hakkına sahiptir elbette.

Xxxx

Kitap okuyan, okumayı teşvik eden bir dernek. Uygulamalı olarak kitap okunuyor ve okutuluyor. Türünde tek olduğunu söyleyebilirim. Dernek Başkanı Yusuf Samet Çakır’ın söylemesiyle öğrendim. Aynı isimle Kocaeli Belediyesi de bir uygulama başlatmış.
Kitlenin kahir çoğunluğunun kadın olması ilgimi çekti, ama yadırgamadım. Toplu ulaşım araçlarında da kitap okuyanlar genellikle kadınlar. Erkekler cep telefonuyla meşgul olmayı okumaya tercih ediyorlar. Bu okuyan kadın kitlesi yakında bir amazon yönetimini erkeklerin başına sara bilirler. Okumayan erkeklere uyarım olsun.

Mürekkep Kokan Eller Derneği’ni amacıyla, çalışmalarıyla beğendim. Allah yolarlını açık etsin. Yönetenlerle de yakın temas içinde olduklarını görüyorum. Başarılar diliyorum.

<