RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Müslüman darbeci olmaz

Değerli edebiyatçı, iman ve ahlak insanı Hekimoğlu İsmail bey yeni bir eser kaleme almış. TİMAŞ Yayınevi de o eseri kitap olarak yayınlamış. Günümüz cemiyet hayatında meydana gelen elem verici hadise üzerine yazılan eserde Müslüman’ın asıl meselesinin ne olduğuna bir defa daha dikkat çekilmiş.
Hekimoğlu İsmail bey ergenliğimden beri yazılarını, kitaplarını okuduğum, kitlelere yaptığı seri konuşmaları dinlediğim bir usta.

xxxx
Harran Üniversitesi Rektörü anayasa purofesörü Servet Armağan iken, Hekimoğlu İsmail bey doktora unvanına layık görülmüş, önemli bir kalem ustası.

xxxx

O bir NATO askeri olarak Amerika’da askeri eğitim de almış bir Türk askeri. Hava astsubayı idi. Ama o hep İslam dini hakkında bilgi sahibi olmaya çaba sarf etmiş, dine hizmet olarak telakki ettiği işlerin ucundan tutmuş bir insan.
Ben de bir gazetenin Gaziantep temsilcisi olduğum günlerde onu tanıma şerefine erdim. Emekli olmuştu. Asker kimliğini bırakmış, gazeteci, yazar kimliği ile yazıyor ve halka hitap ediyordu. Türkiye’yi adım adım dolaşıyordu. Elinde bir saksı toprak, saatlerce Allah’ın sabit ve zatına ait sıfatlarını anlatıyordu. Aynı toprağa atılan başka başka tohumlardan başka başka bitkiler yaratılmasını, tohumların kaderini, takdir edenin azametini anlatıyordu.
Ben de şehrimde İslami hizmet olarak gördüğüm bir hareketin cevval bir genciydim. Onu Gaziantep’e davet etmiştik. Zengin bir ağabeyimiz araç verdi. Onu Osmaniye’deki konuşmasından sonra alıp, Gaziantep’e getirdik. Gaziantep’te de bir kapalı salonda herkesin ilk defa duyduğu güzellikte bir konuşma yaptı. Dinleyenler arasında elbette resmi zevat da vardı. Halk kitleleri konuşmayı can kulağıyla dinledi.

Xxxx

O yıllarda Hekimoğlu İsmail bey güya Mısır’da geçtiği kılıfıyla Türkiye’deki Müslümanların itikat, ahlak ve yaşayışlarındaki zorlukları romanlaştırdı.Kitap elden ele dolaştı. Her Müslümanın baş ucu kitabı oldu. Herkes çok istifade etti. Okuyan herkes Minye’nin de Mısır’ın da asıl orası olmadığını anlıyordu. Ömer Okçu ismi henüz bilinmiyordu. Bu isim açıklandıktan sonra bir çok yasal takibata da uğradı Hekimoğlu İsmail bey.

Xxxx

Aradan yıllar geçecek, ben Gaziosmanpaşa’da felsefe öğretmeni olacağım. Çocuklara dini, manevi  düşüncelerle yazılmış kitapları tavsiye edeceğiz. 12 Eylül olmuş, bir başçavuş çok yetkilerle donatılmıştı.
Minyeli Abdullah kitabını öğrencilere okusunlar, özet çıkarsınlar diye ödev vereceğiz. Okul giriş çıkışlarında öğrencilerin çantaları açtırılıp içlerine bakılıyor. Minyeli Abdullah kitabı olan bir genç jandarmalar arasında. O gün öğleden sonra nöbetçi öğretmenim. Okula geldim. Çocuğu jandarmalar arasında görünce müdahale ettim. Jandarmalar öğrencileri bırakıp beni aldılar. Okul müdürü her ne kadar engel olmak istediyse de ben jandarmalar arasında jandarma merkezine götürüldüm. Uzun hikeaye. Oradan çıkıp okuluma geldim aynı gün.

Xxxx

O günlerin alamet ismlerinden Mahir İz bey de meğer Minyeli Abdullah kitabını okumuş ve kişiye özel bir tenkit mektubu yazmış Hekimoğlu İsmail beye.
Müslüman Darbeci Olmaz adlı esere bu tenkit mektubu da konulmuş. Hekimoğlu İsmail bey o tenkit mektubunu koyduktan sonra cevaplarını da yazmış.

Xxxx

Mahir İz hoca o dönemde İslam Enstitüsünde ya da İmam Hatip’de hoca. Ama Minyeli Abdullah romanında anlatılanlara son derece bigane. Ömer Okçu ona durumu yıllar sonra anlattığında bile, ‘Bizim bunlardan haberimiz yok’ dediği bir sürü zulümü iman sahibi her insan kaderi ölçüsünde yaşıyordu.

Xxxx

Mesele şudur. Her insan kendi kaderine şahit tutulacaktır. Her insan kendi kaderini yaşayacak ve kendi mezarına girecek ve kendi yaptıklarından sorgulanacak. Vahiy ve vahyin açıklaması olan hadislerde bu konular ayrıntılı biçimde anlatılmaktadır. Bu bana göre böyle ama başkaları için böyle değil.
Nice Müslüman arkadaşım, dostum var, ölümden sonrasını bilemiyoruz, gidip de gelen yok’ diyebilmektedir. Ama dostlarımla, arkadaşlarımla aynı toplumun bireyleriyiz.
Mahir İz hocanın da  Hekimoğlu İsmail beyin şahit olduğu anlayışsızlıklardan, yetersizliklerden, yanlışlıklardan haberi olmaması çok şaşılacak bir durum değildir.

 

<