MUAMMER OYTAN

MUAMMER OYTAN

MÜSLÜMAN İHLÂS İLE HAREKET ETMELİDİR

İhlâs; kulun bütün hal ve hareketlerinin Hak Teâlâ’nın rızasına yönelik olmasıitikât, ibadet ve ahlâkî hayatın Allah rızasına yönelik olması; Hak rızasından başka bir şeyin bunlara karıştırılmaması anlamına gelir. İhlâs, her işe iyi niyetle başlamayı gerektirir. Art niyet ihlâsla bağdaşmaz. Riya, gösteriş, münâfıklık, ikiyüzlülük, iki dillilik, yalan, aldatma, kandırma gibi hareketler islamla ve ihlâsla bağdaşmaz. İhlâs; dışın içe, sözün öze, dilin kalbe uygun olmasıdır. Yukarıda belirttiğimiz üzere, tıpkı ihsan içerisinde hareket edilmediği zamanlarda yapılan hareket ve davranışlarda olduğu gibi İhlâs ile yapılmayan davranışlar, işler, hareketler, ifa edilen meslekler v.b. ibadet varsayılmazlar!

Sözlükte saf ve halis olmak, ıstılahta ise, iman, ibadet, itaat, ahlâk ve amel gibi her türlü eylemde, halkın övme veya yermesini düşünmeksizin sırf Allah için iyi niyetle iş yapmak; şirk, nifak, riya gibi şaibeli durumlardan uzak kalmak anlamına gelen ihlas, ibadetlerimizde önemli bir olgudur. İbadet ve itaat, yaratılışın gayesi, Yüce Allah’a saygı ve bağlılığın açık bir göstergesidir. İslâm’da ibadetlerin makbul olması ise belirli şartlara bağlanmıştır.Bunların başında, bu ibadetin usulüne uygun olarak, sırf Allah’ın rızası gözetilerek, ihlas ve samimiyetle eda edilmesi gelmektedir.(Dr.Ömer Yılmaz,İbadette İhlas çok önemlidir, Kur’ân’dan Öğütler 1, D.İ.B.Yayını, s. 386)

Dünya hayatında bizler için en büyük kazanç Allah rızasını elde edebilmektir. Çünkü Allah’ın kulundan razı olması, o kul için dünya ve ahirette en büyük bahtiyarlık ve en büyük nimettir.Bu nedenledir ki, bizler birbirimizin iyiliğine karşılık teşekkür mahiyetinde “Allah razı olsun !” deriz.Bu cümle belki de birbirimize yaptığımız en güzel duadır.( Yunus Akaya, Allah Rızası, Kur’ân’dan Öğütler 1, D.İ.B.Yayını , s.72 )

Allah rızasını; kulun, hayatta tek arzusunun ve amacının Hak Tealâ’nın rızasının alınması olduğunu; bunun için ne yapılması, nasıl davranılması, nasıl ibadet edilmesi gerektiğini özel bir bölümde ele alacağız.

MEVLÂM-2

Yüzüm sürdüm Kabr-i Muhammed Mustafa’ya,

Kalbî saf duygularla inandım Mevlâ’ya .

 

Kalp pasını silmek çün küseyim dünyaya,

Yalvarıp ağlayarak yaklaşayım Mevlâ’ya ,

 

Namazda gönlüm akar gider Kâbetullâh’a,

Elim semada, dilim dua eder Allâh’a .

 

İstisna yok, her ruh gider dâr-ı Ukbâ’ya,

Kulluk-ibâdet-şükür etmeli Mevlâ’ya.

 

Günahım çoktur ; çıkamam kât-ı Kibriyâ’ma ,

Affı çün sığındım Cenâb-ı Zât-ı Mevlâ’ma.

 

Ol şefâat pınarı olan Mustafa’ma,

Yakardım ,Rahmân ve Gaffâr olan Mevlâ’ma.

 

Kavruk çöllerde tek başıma susuz kalsam ,

Acep malûm olur mu bu halim Mevlâ’ma !?

 

İnancı zayıf insanoğlu nankör-âmâ ,

Verdiği nimetler çün şükretmez Mevlâ’ma !

 

Su içen tavuk dahi şükr çün bakar semâya ,

Sel kendini parçalar, akıp gider Mevlâ’ya .

 

Ey dost rüzgâr ,esiver Yesrip güzergâhından ,

Resûl’e tâ’zim arzeyle  âşık-ı zarından ..

 

Has gül götür OYTAN Muammer gülzârından ,

Şefaât dilerim Cenâb-ı Allah Yâr’ından !

<