MÜSLÜMAN İHSAN İLE HAREKET ETMELİDİR
İhsân; her işi güzel ve iyi bir şekilde yapmak; her zaman ve her yerde sanki Cenab-ı Allah bizi gözetliyormuş ve yaptığımız işleri, sergilediğimiz tavır ve davranışları denetlemekteymiş gibi hareket etmek anlamını taşır. Hz.Peygamber (s.a.s.) “İhsân, Allah’a, sanki O’nu görüyormuş gibi kulluk etmendir. Çünkü her ne kadar sen Allah’ı görmesen de O seni görmektedir.” buyurmuştur. İnsanın, daima Allah Tealâ’nın huzurundaymış gibi davranması ve yaptığı işi, görevi en iyi ve güzel şekilde yapması, her türlü kötülükten-hıyanetlikten-kaytarmaktan-hileden-ahlâksızlıktan sakınması, kaçınması gerekir. Rabbini görüyormuşçasına samimi ve içten kulluk eden bir kimse, kulluğun zirvesindedir. Böyle bir kimse bütün gönlüyle Rabbine yönelmiş, özünü Rabbine teslim etmiş ve dinin özünü kavramıştır. Ayeti kerime’de belirtildiği üzere: “… Kim ihsan derecesine yükselerek özünü Allah’a teslim ederse, onun mükâfatı Rabbinin katındadır.Artık onlara korku yoktur…”(Bakara, 2/112). İhsan derecesine yükselmek, ibadeti en iyi ve en güzel şekilde yapma anlamına gelmektedir.( Dr.Fatih Yücel, Allah’ı Görüyormuşcasına Kulluk etmenin Mükâfatı, Kur’ân’dan Öğütler 2, D.İ.B.yayını s. 89)
Bu ilke; hayatımızın her anında, her kademesinde uygulamak zorunda olduğumuz bir ilkedir: İbadetlerin erkânına ve şartlarına uygun olarak yapılması, mesleğin-görevin hakkının verilerek ifa edilmesi, ticaretin doğruluk-dürüstlük kurallarına uyularak yapılıp aldatmaya, kandırmaya, hileye tevessül edilmemesi, aile hayatında eşlerin birbirlerine iyi ve şefkatli davranmaları, evlâtların ebeveynlere karşı saygılı davranmaları “ ihsân’’ın günlük hayattaki tezahürleridir. Esasen Allah’a iman edip, yalnızca O’nun rızasını, sevgisini kazanmak için çalışmak ve ibadetlerimizi sadece O’na özgü kılmak aslî kulluk görevimizdir. Nitekim Kur’anı Kerim’de: “(Allahım) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.”(Fatiha,1/5) buyrulmuştur.( Mehmet Kapukaya,Hedefimiz Allah Rızasını Kazanmak Olmalı, Kur’ân’dan Öğütler 1, D.İ.B.Yayını , s.354)
İşte İslâmda sihirli kelime bu ‘ihsan’dır! İnsanoğlu, ihsan kelimesinin anlamını bilse, bu anlama uygun şekilde davransa, yani her işinde, işleminde, kararında, yaşamında, konuşmasında, yazmasında, fiillerinde, hareketlerinde v.b. Cenab-ı Allah’ın gözünün üzerinde olduğuna, onu takip edip gördüğüne ve sol ve sağ omuzlardaki meleklerin kaydettiğine inansa ! Bu bir nevî otokontrol olurdu! Bu, kişinin kendi kendisini murakabe etmesi olurdu! Allah Tealâ’nın daimi bir kontrolü altında olduğunu hissetmesi, bu bilinçte olması, insanın kendi düşünce ve eylemlerini oto kontrol altında tutmasını sağlardı! Aslında Kur’ân-ı Kerim, kimsenin olmadığı, kimsenin görmediği hiçbir yerin bulunmadığını, bir kamera tespiti gibi, insanın her hareketinin tespit edildiğini beyinlere çakarcasına vurguluyor: “ Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir!”( Nisa, 4/1)
SEVGİ PINARI
Tüm müminlere durmadan taşırız,
Yükümüz sevgidir, özümden sevgi,
Kırklar Meclisinde lokma bölüşürüz,
Gönlümden sevgi akar sözümden sevgi !
Erenler birbirine sıcaktır, sıcak,
Asırlardır açarız aşk ile kucak,
Aşk, ol şefkatli bakışlara sığacak,
Gönlümden sevgi akar gözümden sevgi !
İlimler aradım hep, takvâ aradım,
Sevgiyi dermek için arşı taradım,
Dermek ve canlara vermekti muradım,
Gönlümden sevgi akar, vâzımdan sevgi!
Gönül ibremle daim Tanrı’ya döndüm,
Gece-gündüz huşûyla –zikirle andım,
Yoğun ilâhî aşkla kavrulup yandım,
Gönlümden sevgi akar, yüzümden sevgi !
İçimde saklı olan hisleri sezdim,
Kalpleri fethedip başlarda gezdim,
Şarkılar söyleyip has şiirler yazdım,
Gönlümden sevgi akar, sazımdan sevgi!
Saçlarıma kar yağdı şeklim değişti,
Gençlik çiyliğim aşk ateşiyle pişti,
Ruhumdaki sızı gün be gün gelişti,
Gönlümden sevgi akar, sızımdan sevgi!
OYTAN Muammer, Resûl yoluna girdim,
İkrarımı ol Peygamber’ime verdim,
Ezelden gönül gözümle O’nu gördüm,
Gönlümden sevgi akar, mâzimden sevgi!