Muz, kapitalizmi ve muz entelektüelizmi
Hani adamın biri bir tuvalin üzerine “muz” bantladı…
Sanat dünyası pek heyecanlandı.
Sonra parası bol, aklı bol(!) bir entel kapitalist bu olağan üstü “muhteşem” sözcüğünün bile yetersiz kaldığı bu sanat eserine tam 120 bin dolar verdi ve satın aldı…
Ammma 120 bin doları ödeyen sanat sever Billy ve Beatrice Cox çifti, bu esere sahip olamadı…
Çünkü dahi sanatçı Maurizio Cattelan’ın “Komedyen” adını verdiği, duvara bantlanmış muhteşem sanat eserindeki muzu biri yedi bandı ve kabuğunu da çöpe attı.
Dahi sanatçı Maurizio Cattelan’ın bu nedenle parayı iade edip etmediği bilinmiyor…
Şimdi, sanatçıyla niye dalga geçiyorsun diyebilirsiniz…
Hayır; aksine adımın dahi olduğuna inanıyoruz…
Bir muzu 120 bin liraya satan kişinin sanatçılığı kendinden menkuldür ama, bir pazarlama dahisi olduğu kesin..
Gelelim bu sanat eseri(!)ne 120 bin dolar veren ailenin kimliğine…
Billy Cox 2007’de sahip oldukları Dow Jones hisselerini News Corp.’a 5 milyar dolara (yaklaşık 30 milyar TL) satan Bancroft ailesinin mirasçılarından biri.
Yani para ganiii…
Eee bu kadar paranın olduğu bir ailenin entel bir yapıya sahip olması da doğaldır…
Çünkü ağızlarını açtıklarında söyledikleri her şeyde mutlaka bir keramet(!) vardır…
Bakın tuvale bantlanmış bir muzun kerameti ve sanatsal ifadesi Cox’lar tarafından nasıl anlatılıyor,
“Independent Türkçe’nin aktardığına göre; çift yaptıkları ortak açıklamada “Eserin sanat ve toplumumuz hakkında yarattığı tartışma sonrası onu almaya karar verdik. Risk aldığımızı biliyorduk ama nihayetinde Cattelan’ın muzunun ikonik bir tarihi nesne olacağını hissediyoruz”
Eseri ünlü sanatçı Andy Warhol’un “Campbell Çorba Konserveleri” işiyle karşılaştıran çift, Warhol'ın eserine de ilk ortaya çıktığında sanat çevrelerinin güldüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Eseri sanat dünyasının tek boynuzlu atı olarak gördük ve onun sonsuza kadar kamuya açık olmasını sağlamak, tartışmaları devam ettirmek ve kamusal alanda süresizce düşünceleri ve duyguları kışkırtmak için onu satın aldık.”
Eseri yakında bir müzeye bağışlamayı düşündüklerini de belirten çift, muzun çürüme nedeniyle iki günde bir değiştirileceğini de söyledi.
Ve de dahi sanatçının muzu neden yediği ortaya çıktı.
Belli ki bu “sanat eserinin çürüme” tehlikesi var..
İşte bu nedenle Gürcistan doğumlu ABD'de yaşayan performans sanatçısı (!) David Datuna haftasonu Miami'deki Art Basel sanat fuarında sergilenen eseri duvardan sökerek yemişti.
Olay sırasında "Sanat performansı... Aç sanatçı..." diyen Datuna hakkında herhangi bir şikayette bulunulmasa da eser sergilendiği yerden kaldırılmıştı.
New York'a döndüğünde konuyla ilgili basın toplantısı yapan Datuna "Bu vandalizm değil. Performans sanatıydı. Kesinlikle pişman değilim" dedi.
Eseri yemeden önce 2 saat boyunca acıkmayı beklediğini de söyleyen Datuna"Bu bir muz değil. Bir kavram. Ben sadece sanatçının kavramını yedim. Sanırım tarihte ilk kez bir sanatçı bir başka sanatçının kavramını yedi" diye de tarihe not düştü..
Cattelan'ın işlerinin "dahice" olduğunu da söyleyen Datuna "Ancak kendi yaptığım işi de sevdim" dedi.. Herhangi bir reklama ihtiyacı olmadığını da söyleyen Datuna "Ama iyi bir reklamsa neden olmasın?" diye de bir şeyleri daha itiraf ediyor....
Son bir hatırlatma.
Popüler kültüre meydan okuyan çalışmalarıyla bilinen Cattelan son olarak ‘Amerika’ adlı altın klozet çalışmasının Birleşik Krallık’taki Blenheim Sarayı'ndaki sergi sırasında çalınmasıyla gündeme gelmişti.
Yani eserlerinin(!) daha önceden de vukuatı var...
Yani bu dahi sanatçının “altından yapılan sanat eseri klozet çalınıyor” Manavdan alınan bir adet “muz” ile yaptığı tablo yeniyor..
Hadi muzun yendiğini anladık ta, klozetin içine edilip edilmediği konusunda bir bilgimiz yok…
Bu tür sanat önemli bir şey…
Baksanıza biz bir şey yazıyoruz, siz de okuyorsunuz…
Entelektüeller de “acayip kelamlar ediyor…
Hep denir ya, “entel-dantel” diye…
Kesin bir ilinti var bu ikisi arsında… Bir muza sanat diye 120 bin dolar veren “entelektüelizm” ne denir.
Haksız mıyız bu tanımda:
İşte size Muz, kapitalizmi ve muz entelektüelizmi
Ayıp mı ettik dersiniz?