MÜZİK UYGARLIKTIR-2
Mevlana "Kabrimi ziyarete gelirken deflerinizle gelin. Allah’ın dergahında gamlı durmak yaraşmaz" sözleriyle semanın ruhaniyetini dile getirmiştir.
Şu anda Çin'de 60 milyon piyano vardır.
Bilimsel araştırmalar müziğin, şarkı söylemenin insanın bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve aynı zamanda mutlu ettiğini saptamıştır. Müzik psikologları da müziğin, bireyin ruh dünyasını geliştirdiği gibi daha hoşgörülü ve daha sevecen kıldığını ve aynı zamanda da kendinden emin ve güvenilir bireylerin yetişmesini sağladığını ifade etmektedirler.
Toplumların bir araya gelmesinde müzik başlı başına etkendir. Düğünde vardır. Cenazede vardır. İbadette vardır. Savaşta vardır. Günlük yaşamın bütününde vardır. Kimi yerde eğlendirir, kime yerde ağlatır, kimi yerde cesaretlendirir, kimi yerde stresten kurtarır, kimi yerde hayallerimizi ufkun ötelerine taşır.
Müzik yaratıcıdır. Özgürlüğe âşıktır. İnsanı, Tanrının yarattığı en mükemmel varlık olarak algılar. Notalar sırların yuvası olup ahengin, ümidin müjdecisidir. Müzik köleliğin düşmanıdır. Bağımsızlığın simgesidir. Tutsak fikirleri kamçılar.
Ancak bu görüşlerin aksini savunanlar vardır. Nitekim bazı ilahiyat profesörleri "İslam'da kadın sesinden müzik dinlemenin caiz olmadığını duyurmak isterim" diyebiliyor. Aynı görüşü paylaşan Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. H. Döndüren "Çalgı aletleri, bunları çalmak, satmak yada şarkı söylemekten para kazanmak, nefsi azdıran; örneğin diri bir kadının ya da şarabın heyecan verici niteliklerini anlatan şarkılar, çalgısız dahi olsa caiz değildir" ifadesinde bulunuyor. Bu sefil, bu akıl dışı bu hakarete yönelik açıklamaların peşi sıra Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Ekrem Buğra Ekinci "Şarkı ancak çalgı ve kadın sesi içermiyor sözleri de dinen sakıncalı değilse dinlenebilir" tespitinde bulunuyor. İslamcı yazarlardan M. A. Demirtaş "Müzik ne kelime, ilahi bile haramdır" diyebiliyor.
Bir müftü ve vaize "Okullara müzik dersi koyanlar inşallah Cenab-ı Hak'kın gazabına uğrayacaklar" sözlerini ısrarla yineliyor. Ve ne yazıktır ki bu taassubi görüşler, bu çağ dışı anlayışların hiçbiri tekzibe uğramamıştır.
Uygarlık mücadelesini verenler Atatürk'ten vazgeçmezler. Bu müziğimizi benimseyenler için de böyledir. Ve ben her akşam eşimle birlikte TRT müzik kanalını hayranlıkla izliyor ve birbirinden güzel müziğimle hayatımı sürdürüyorum.
Müzik sadece bir nağmeler manzumesi olmayıp toplumların barış içinde yaşamasının iklimini var eden bir mucizedir de. Siyasi seyahatlerimde hangi ülkeye gittimse beni operaya davet etmişlerdi. 1947’nin kışında Viyana’daki işçilerimin durumunu incelerken eski Avusturya Çalışma Bakanı beni arayarak “Efendim Strauss’un valslerini dinlediniz mi” diye sormuş; bir başka zamanda da eski Alman Çalışma Bakanı Hans Katzer “Bu akşam birlikte Berlin operasına gitmemize ne dersiniz” nezaketini benden esirgememiştir.
Ve ben müziğimle mutluyum.