RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Nasipse inşallah

Yarın 28 Ekim 2015 Çarşamba Günü Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi’nde bir faaliyetimiz var. TYB’nin özel irfan faaliyetleri arasında yer verdiği Gönül dili söyleşilerinin ikincisi gerçekleşecek.
Tarafımdan yazılan Medeniyet Türkçesi ekseninde  söyleşiler yapıyoruz. Eylül ayında şair İbrahim Özgün misafirimdi. Ekim ayı Gönül dili söyleşisinin misafir konuşmacısı Yenigün Gazetesi sahibi yazar Engin Köklüçınar.
Engin Köklüçınar, yakın arkadaşı olan, Türkçeye büyük hizmetleri olan yazar Nejat Muallimoğlu’nu anlatacak.
İLESAM üyesi de olan merhum Nejat Muallimoğlu, benim de  Mehmet Zeki Akdağ ile birlikte yakın dostumdu. Sayın Akdağ İLESAM İstanbul Şubesi Başkanı iken Sümbül Sinan Medresesinde İLESAM’ın yeri varken hemen her gün bir araya gelirdik.
Nasipse inşallah yarın saat 16.00’da TYB Kızlarağası Medresesi’nde Türkçe, Medeniyet Türkçesi ve Nejat Muallimoğlu gündene gelecek. Milli şairimiz Ayhan İnal de Nejat Muallimoğlu’nun kitabına aldığı bir şiirini okuyacak.

Xxxx

Abdullah Işıklar hatıralarını anlatıyor ben de yardımcım Mustafa Süzgün ile birlikte notlarımı alıyorum ve daha sonra o hatıralar ışığında yazılarımı yazıyorum. Düzenli şekilde çalışılıyor. Yılbaşı etrafında, önünde veya arkasında bir cilt çıkarmayı hedefliyorum.
Abdullah Işıklar’ın derdi hatıralarını yazmak değil, bildiği, tanıdığı insanların faziletli ruh hallerini, erdemli davranışlarını yeni nesle aktarmak. O yüzden hatıralarının bende uyandırdığı intibaların da yazılmasını arzu ediyor. Biz de öyle yapmaya çaba harcıyoruz.

Xxxx

Abdullah Işıklar, Sıratı Müstakim ve ardından Sebilürreşad gazetelerinin sahibi, başyazarı Eşref Edip Fergan ile nasıl tanıştığını anlattı. 
İstanbul Müftülüğü’nün yayınladığı Diyanet Dergisi ondan bir mülakat almak istemişti. Beraber gitmemizi istedi. Orada dinledim. Eşref Edip bey Mehmet Şevket Eygi ile tanışıyor. Yeni İstiklal Gazetesi’ne gelip gidiyor. O kadar çok saygı ve itibarı olan Eşref Edip beyin geçimi son derece mütavazı ve muktesid imiş. Yani dar gelir insanı. Kimi zaman günlük harcamalarında dar boğaza girdiği oluyor. Sözünün de eri bir adam. Yenisitiklal Gazetesi’ne gelir, Mehmet Şevket Eygi varsa onunla görüşür, yoksa Abdullah Işıklar’a bir not bırakarak bir miktar karzı hasen alırmış. Abdullah Işıklar diyor ki demek oluyor ki aldıklarını ilk fırsatta ödüyordu ki tekrar tekrar borcu hasen talep ediyordu.
Abdullah Işıklar’ın tanışması böyle Eşref Edip beyle. Daha sonra Beyazıt’ta Kiğılı Pasajında 4 metrekarelik bir dükkean kiralayan Abdullah Işıklar orada yayıncılık, dağıtıcılık yapıyor. Bir sabah nasıl olduysa yolu oraya düşen Eşref Edip bey Abdulla Işıklar’ı orada görünce çok seviniyor ve hemen her gün uğrak yeri yapıyor. Her sabah elinde bir paket bisküvi, simit poğaça ile geliyor ve ‘çay söyle Abdullah’ diyormuş.

Xxxx

Eşref Edip bey gazete sahibi, nüfuzlu bir adam, bir merasime gittiğinde  Mehmet Zahit Kotku’dan Hasan Basri Çantay’a herkes onu ayakta karşılıyor. Üniversitede İslam aleyhine konuşan Dr. Dozy’i söylediklerine pişman deip konuşmayı yarım bırakarak kaçıyor ama o Eşref Edip hafta içinde karzı hasen almak zorunda. Bir eli yağda bir eli balda olan insanların meselesi, çilesi, davası olamaz.

Xxxx

Abdullah Işıklar’ın tanıdığı, samimi olduğu o insanların her biri alanında bir kutup. Her birinin sayısız erdemi var. Yaşamları o erdemleri, faziletleri sergilemekle geçmiş. Çile çekmişler, ama bir koza örmeyi ihmal etmemişler. Ama ördükleri koza bir büyük millet kozası, bir şerefli ümmet kozası. Kendi bireysel kozaları değil. Muhammedi (aleyhiselatüvesellem) bir medeniyet kozası ördükleri. O insanları tanımak ve tanıtmak bir kutsi vazifedir, Abdullah Işıklar bunun için istekli inşallah ben de Mustafa kardeşimle birlikte bu şereften nasipleneceğiz. Nasipse.

<