NAZIM HİKMET KUYRUKLARI
1921 yılında Rusya'ya gidip 1924 'de Türkiye 'ye dönen Nâzım Hikmet , üç yıl içinde tam bir komünist olarak yetiştirilmiş ve Türkiye'ye mükemmel bir komünist ajanı halinde gönderilmişti. Nâzım Hikmet Rusya'da komünistlik terbiyesini nasıl aldığını bir şiirinde şöyle ifade ediyor.
" 24 saatte 24 saat Lenin
24 saat Marks
24 saat Engels
Yüz dirhem kara ekmek
20 ton kitap
Balık çorbası
Tüfenk talimi
Tiyatro balet
Kitap."
Kara ekmekle , balık çorbası ile karın doyurarak Lenin'i , Marks'ı, Engels'i öğrendiğini , iftihar ve övünerek anlatan bu vatan haini , Rusya'da müreffeh bir hayat yaşamıştır.
Bu vatan haini 30 Haziran 1951 günü hususi bir uçakla Bükreş'ten Moskova'ya geldi. Hava meydanında , Moskova radyosun da o gece yayınlanan şu demeci verdi :
"----- O kadar bahtiyarım ki ! Ben bütün hayatımı , idealimi , aşkımı bu muazzam Moskova şehrine borçluyum. Ben Sovyetler Birliğinin çocuğuyum. Benim asıl vatanım Moskova ve Sovyet Rusya'dır. Nihayet asil ve büyük vatanıma dönmüş oluyorum.
Bugün benim geldiğim memleketin halkı Amerikan emperyalistlerin elinde esirdir. Sömürücü Amerikalılar Türkiye'yi işgal etmişlerdir. Fakat Türk kardeşlerim , işçiler ve çiftçiler Sovyet ideali için çarpışacaklardır. Türk halkı Stalin'in kumandası altında kurtuluşu için dövüşmek istiyor.
Bana yapılan bu karşılamayı şahsıma almıyorum. Çünkü ben de sizlerden biriyim. Bu karşılamayı Türk halkına yapılmış sayıyorum.
Stalin benim için çok mühimdir. Gözümün ışığı, fikirlerimin kaynağıdır. Beni Stalin yarattı. Moskova'da onun büyük ismini taşıyan üniversitede okudum. Her şeyimi ona borçluyum. O yalnız dünyanın en büyük adamı değil , şahsen bana da aydınlık veren en büyük kaynaktır ."
( Kaynak : Tekin Erer )
İşte sizin Nâzım Hikmet'iniz bu. Eğer bu kişi ile övünmek isterseniz biraz düşünmenizde fayda vardır .Lakin edebiyat ve şiir dalında sevmek, taktir etmek ayrı bir konudur . Ama Türklüğü temsil konusunda başarısız bir Şair ve Edebiyatçıdır.
Sayın Alparslan Türkeş , Nâzım Hikmet'in bir şiirini okuduğu zaman sormuşlar ; Başbuğum nereden icap etti bu adamın şiirini okumak .
Cevabı ise ; " Ben bizim burada ona sempati duyan solcu kardeşlerime bir zeytin dalı uzattım ki , bir olalım beraber olalım " demiştir.
Bizim sol ; Ama bilerek , ama bilmeyerek , Atatürkçülük ile Lenin’ciliģi birbirlerine karıştırmışlar. Böyle Türk ideali mi olur ?
Bilmiyorlar ki , el adamı Lenin mi ? Yoksa bizim Paşa beyimiz Atatürk mü yaman ?
Tabi ki ATATÜRK...
Sevgi ve Saygılarımla.