ZAFER BENGİ

ZAFER BENGİ

Ne durumdayız?

Dağıldık mı, zaten dağılmış mıydık?

Bu sorunun yanıtı kişiden kişiye değişiyor...

Kimine göre, gün geçtikçe dağıldıkça dağılıyoruz...

Kimine göre ise, zaten dağılmıştık, şer güçlerle biraz daha dağıldık!

Siz bu görüşlerden hangisini taşıyorsunuz bilemem...

Ben, “Covid-19” illetinden sonra, güçlü devletimiz iyice dağıldı...

Alınan önlemler, ekonomik sorunlara pek çare olamıyor...

Kurlar üzerindeki baskı ise, bir felaket!

Tabii, bunun en büyük nedeni, ekonomi takımının tutarsız hareketleri.

***

Hemen aklınıza, “Bundan daha kötüsü var mı?” sorusunun geldiğini biliyorum.

Beterin de beteri var, unutmayın!

Ekonomik göstergeler, alarm vermiyor, bağırıyor...

Halk önce cebine sonra etiketlere bakıyor.

Cepler ve cepkenler boş...

Esnaf battıkça batıyor...

Çalışanlar, ayakta durmak için neredeyse her şeyinden vaz geçiyor...

Yatırımı olan iş insanlarımız, çaresizlik içinde kıvranıyor...

Yatırımı her geçen gün değer kaybeden, iş adamlarımız neredeyse panik içinde...

Döviz kurlarındaki yükseliş, daha zor günlerin göstergesi...

Marketlerde etiketler 15 günde bir değişirken, şimdilerde haftada bir değişmeye başladı...

Eğer, döviz dar bir makas aralığında gidip gelmezse, inanın bana market etiketleri gün be gün değişecek...

Felaket tellâllığı yapmıyorum!

Gözlerimizin önündeki gerçekleri yazmaya çalışıyorum...

Gözlerimiz 15 Nisan’da para politikasının açıklayacağı kararlarda!

Genel beklenti, mevcut yüzde 19 olan faizin sabit tutulması ya da 200 baz puan düşürülmesi...

Eğer, faizler 100 baz puan artarsa da, şaşırmayalım!

***

Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) eğer uzatılmazsa, işsizlik verilerinin pik yapması bekleniyor...

Ücretsiz İzin Ödeneği’nin bir süre daha devam etmesi gerekiyor.

Çünkü, işyerlerinin durumu ortada...

Entübe” durumda olan ticari hayatımızın yeni giderleri karşılama şansı kalmadı gibi...

Kira ödemeleri de alarm veriyor.

Ömrü boyunca birikimleriyle aldığı, “emekliliğimde kira getirim olsun” diye ikinci bir gayrimenkulü olan aileler de artık zorda...

Kiracılar kiralarını ödeyemiyor, gayrimenkul sahiplerinin de yaşamları zorlaşıyor!

Anlayacağınız yukarı tükürseniz bıyık, aşağıya tükürseniz sakal...

Dünya Gazetesi’nden, çok eski arkadaşım ekonomi uzmanı Dr. Şeref Oğuz’un, salı günkü yazısındaki başlık dikkat çekici...

Oğuz, yazısının başlığında, “4 ay acı ilâcı yoğun bakıma düşmek için mi içtik?” diye soruyor!

Oğuz, yazısını, “4 aylık acı ilâç orucu, iftara yakın gece yarısı bozulunca, sevap bir yana şimdi kaotik kefaretini ödemek zorundayız” cümlesiyle tamamlıyor.

Aynı görüşteyim...

Siz de kendinize mukayyet olun!

Akıl ve beden sağlığınıza dikkat edin!

<