Ne oluyor, bilen var mı?
Dünyamızın dönüş hızı mı arttı?
Yoksa, bizim mi başımız dönüyor?
Birincisinin olması halinde, felaketler olurdu dünyamızda!
Demek ki, bizim başımız dönüyor!
***
Tüm dünyayı bilmiyorum ama, ülkemizde “siyaset”in hızına yetişmek mümkün değil!
Her gün “gündem” değişiyor!
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, ansızın değişiklikler oluyor.
Halkın bilgisi de 27 saat sonra oluyor!
Muhalefet veryansın ediyor...
***
Halkın umrunda mı?
O, “geçim” derdinde, “Covid-19”a nasıl yakalanmamayı düşünüyor...
“Covid-19” nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi, ekonomik açıdan ülkemiz de “dar boğaz”a girdi.
Buna ekonomik göstergelerimizin bozulması eklenince, “açmaz”ı yaşatıyor bizlere...
Benim gibi emekliler ve yaşlılar (gönlüm genç ama) evde...
Gençler ise, kanı kaynadığından, “iş-aş”ı da olmadığından kafayı yemek üzere...
Bütün bunlara çözüm bulmak elbette devletimizin sorumluluğunda.
Ancak, devleti ve kendimiz dışındaki vatandaşlarımızı zorda bırakmamak da bize bağlı.
Bilinçli hareketlerle çok kontrollü olmalıyız.
Salgından önce kendimizi, sonra yakınlarımızı, sonra da bu topraklarda birlikte yaşadığımız vatandaşlarımızı korumak zorundayız!
Sağlık sektörümüzün çökmeye yön bulduğu bu günlerde, çok daha dikkatli olmalıyız.
Gereksiz hareketlerden ve harcamalardan mutlaka kaçınmalıyız!
***
Unutmayalım!
Bilinçsiz hareketlerimiz bize, yakınlarımıza, yurttaşlarımıza zarar verdiği gibi, sağlık harcalarının zirve yapması nedeniyle tüm ülke ekonomisini zora sokuyor!
Toplumun daha dikkatli olması için önce bizi yönetenler önlem alacak, bizler de bu önlemlere mutlaka uyacağız!
Sonucun çok daha kötü olmaması için bu bir zorunluluktur...
Tabii, anlayanlar için!
