“NEDEN TERS BAKTINIZ?..”
Eskilere daldıkça, sohbetten zevk alan insanlarımızın tatlı öykülerini dinlendik. Kıvamındaki anılarla muhabbet ortamı derinleştikçe, konuşulanların içine dalıp giderdik.
Dostlukların kuvvetli bağını bu tür sohbetler gönül sıcaklığına taşırdı.
Sohbet alışkanlığı milletimizin bir yaşam biçimiydi. Hemen her şeyi kendilerine dert edinme huyu içinde olanlar, sohbetlerle avunurlardı.
Dünya gidişatı, pahalılık ve siyaset çekişmeleri yanında usta şairlerimizin “hayallerimizi uçuran” sözleri, içimizdeki tedirginlikleri giderirdi.
Zamanı kontrol edemediğimiz için kaygı duyduğumuz pek çok şey, sohbet toplantılarında umut olarak karşımıza çıkardı.
Haklı olmakla olmamak arasında ezilen duygular, itibar kaybını egonuzla çatıştırmazdı. Kolayca sinirlenip, öfkelenebileceğiniz anları, sabırla savuşturmasını bilen bir nesil vardı..
Şimdilerde, o günlerden neler kaldı? Yüreklerini sabıra dayandırabilen insanlarla karşılaşabiliyor musunuz?
Sabırı unutup hayatın bezdirici tarafında, davranış bozukluğu gösteren bilinçsiz insanları gördükçe, çevremizle sıkıntıya düşüyoruz..
Sohbet denilen şeyin tükenmişliğine üzülüyoruz. Tıkanmış bir trafikte azap duyguları yaşayan insanlardan farkımız kalmadığını düşünebiliyoruz..
Caddelerdeki yürüyüşünüzden anlam çıkararak size öfkeyle, şiddetle saldırıya geçenlerin “panter ruhları” karşısında aciz kalıyoruz. Size sataşan, çatan ve başınıza “büyük dertler” açanlara karşı dudak büküp geçenleri ibretle izliyoruz.
Sorunlara olan bakımızı sıralarken şunu sormak istiyoruz:
“Aykırı insanları oluruna bırakarak kafamızı çevirip gidelim mi?”
Cevapta çaresiz kalanlara şunu da hatırlatalım:
“Belâyı başınızdan savma “provalarına” zihninizi alıştırmalısınız..
Karakter farklılıklarından kaynaklanan davranış bozukluklarını baskılayacak, mutlaka basit uygulamalar vardır.
Herkes evden çıkmadan basit tercihler araştırmalıdır. Örneğin, insanlarla göz temasından kaçınınız.. Bunu yaptıkça yaşamınıza tazeleyici bir hava taşımış olursunuz.
Caddelerde tanımadığınız bir kişinin birden karşınıza dikilip:
“Gözlerimin içine neden ters ters baktınız?”
Diye belâ bulaştırması tuzağını düşmezsiniz..
Sohbet tutkularımızı kaybettik. Bunu ötesinde, “kimse dostum diyeceğiniz” bir arayış halinde iseniz, evinizle-işiniz arasında “uslu vatandaş..” siz olun..
DÜŞÜNDÜREN SÖZLER: “Bir kedi, Avrupa’ya götürülse bile gene de (Miav.. miav ..’der.
BİR FIKRA: Tiyatroya geç kalan bir kişi, ikinci perde açıldığında salona girince yanındaki koltukta oturan seyirciye “Yazık, ilk perdeyi görüp başını anlayamadım!.” Diye fısıldadı. Adam cevap verdi:
“Ziyanı yok.. Biz de anlamadık?.”