NEDİM’İN BİR GAZELİ ÜZERİNE
Çiçeklerin sultanı olarak kabul edildiği ve daha çok sevgilinin sembolü olarak görüldüğü klâsik Türk şiiri estetiği içindeki temel işlev ise “renk, şekil, koku” vb. çeşitli vasıflarıyla ve de değişik vesilelerle“ sevgili, Hz. Peygamber, diğer din, devlet büyükleri” vb. şahıslarla ilişkilendirilmesine dayanmaktadır.
1. Ne aceb eylese feryâd-ı derûnun ifşâ
Goncadan söz getirir bülbül-i şeydâya sabâ
(Derin feryadını açıklasa şaşılır mı? İnleyen bülbüle bahar rüzgarı gül goncasından söz getirir.)
2. Yelerek çın seherden geliyor bâd-ı nesîm
Gâlibâ zülfü elinden edecekdir şekvâ
(Bahar rğzgarı çın eserek geliyor. Sanırım saç telleri elinden şikayet edecektir.)
3. Oldu murgân ile ezhâr-ı çemen hem-sohbet
Sahn-ı gülşende zuhûr etse n'ola vâveylâ
(Yeşil çiçek kuş ile sohbet arkadaşı oldu. Gül bahçesinde ortaya çıksa n’olur? Ah vah.)
4. Isınup cümle kulûb âb-ı bürûdet gitdi
Cilve-rîz olsa aceb mi dönerek arz u semâ
(Tüm kalpler ısınıp soğuk rüzgar gitti. Yeryüzü ve gökyüzü ortaya çıksa şaşılır mı?)
5. Nev-bahâr olsa da bî-çâre Nedîmâ nâ-şâd
Rûz-ı mahşerde meger şâd ola bâ-lutf-ı Hudâ
(Ey çaresiz Nedim! Yeni bahar mahzun olsa mahşer gününde Hüda olan Allah’ın lütfuyla demek ki mutlu olur.)