RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Nefsi kalabalık

Benim çocukluğumun geçtiği yörelerde ‘nefsi kalabalık’ tabiri vardır. Çok arzulu, istekli, cinselliği önde tutan demektir.
Nefsi kalabalık insan biraz ahlaksızdır da aynı zamanda. Sefih de denir. Zevkine düşkün, manevi günler ve geceler, mekeanlar bile onu, bu nefsine düşkünlükten alıkoymaz. Böyle olmak elbette o kişinin kendi tercihi olmayabilir. Fıtrat, yaratılış, genler öyleyse kişi de öyle olacaktır. Mühim olan kişinin kendini ve halini bilerek dua etmesi, Allah’a müracaat etmesidir. Bu güzel bir haldir ve affa, değişime, sınırlamaya, had-hudut çizmeye vesiledir.

Xxxx

Evlenirken, din dışı hareketler çoğalınca, içkili ağızlar ve beyinlerle zifaf geceleri yaşanınca, hemen her düğünde kim ne takmış, takılanları kız evinde mi, oğlan evinde mi tutulacak kavgaları başlayınca, yönü batıya dönerken dünyaya ve maddeye de çevirince, Batı’daki gibi insanlar Hakikat Medeniyetinin insanları haline geldiler.
İnsan malzemesi batıdaki  gibi olunca, Hakikat medeniyeti insanları da batı insanı gibi oldular. O vakit, batıda hangi insan örnekleri varsa aynısı burada da olmaya başladı. Çocuk tacizcisi, seri katil, şiddet yanlısı, cinsel tercihler çeşitliliği, sapıklıklar, teşhircilik, işkence görmekten hoşlananlar, işkence etmekten hoşlananlar, ruhsal hastalıklar, bedensel hastalıklar batıdakinin aynısı haline geldi.
Hakikat medeniyetinin insanları da batı insanı gibi hep insandı. Ama hakikat medeniyetindeki sapkınlıklar on yılda bir, küçük bir yerleşim alanında görülür, herkes tarafından tuhaf karşılanır, kınanırdı. Devlet tarafından da mahallenin gençleri tarafından da cezalandırılırdı.

Xxxx

Sonra yön batıya dönünce, onların her halinde bir değer varmış gibi algılanınca, onlar gibi olmaya hedeflenince insanlar, balolar, sempozyumlar, aparatifler, senfoniler, orkestralar, tiyatro, sinema, televizyon. Her şey onlardan alındı ve onların ki gibisi alındı. Hiçbir yerde var olunamadı. Kimlikler onlardan alınanlara katılamadı. Kimlikler yok olurken, sadece onlardan alınanlarla yeni kimlikler oluştu. Batıda hangi hastalık varsa artık Hakikat medeniyetinde de var oldu.
Utanma duygusu, büyüklere hürmet, acizleri koruma duyguları, kadına, çocuğa, hastaya, acize, düşküne şefkat duygusu, muhtaçlara yardımcı olmak zarureti duygusu, Allah’ın yarattığı her şeye merhamet duygusu, ölümden sonra, tekrar diriltilip hesap verileceği zamana iman duygusu, Yaratıcının hoşnutluğunu kazanma isteği, duygusu. Bütün bu faziletler Hakikat medeniyetinin insanına ait değerlerdi.

Xxxx

Vücuttaki kan çekilip, bir başka kan verildiğinde, eski kandaki özellikler de yok olur. Yeni kandaki özelliklere de bünye çok kolay uyum sağlayamaz. Daha çok arızalar kendini gösterir. Öyle oldu. İnsanın damarlarındaki hakikat kanı boşaltılarak, yerine Hıristiyan-Musevi karışımı kan pompalandı.
Kimi bünyelerde az, kimi bünyelerde çok zararlı oldu yeni kan. Ama o kanla da damarlar görevini yapmak durumundaydı. Kalp de öyle. Pompalamaya devam etti kalp, dolaştırmaya, ulaştırmaya devam etti damarlar. Bünyenin her bir hücresinden garip sesler gelmeye, ağrılar, acılar, sancılar duyulmaya başlanmasına rağmen yeniden kan değiştirecek cesarette lider yoktu.

Xxxx

Hakikat medeniyetine ait duygular, faziletler o kanla birlikte çıkıp gitti.Şefkat, merhamet, ebedi hayat inancı, Yaratıcının hoşnutluğu, himaye, güzel duyguların hepsi yok oldu. Bazı damarlarda eski medeniyetin, kanın kalıntıları var. Onlar rahatsızlık veriyor yeni kana. O damarlarda kalan eski kan ile yeni kan mücadele ediyorlar.

Xxxx

Evlenme sırasında, doğum sırasında, zifafta, hayatın her alanında Hakikat medeniyetinin faziletleri yaşatılamayınca, yeni nesillerde, sapıklar, sapkınlar, hayasızlar, utanmazlar, teşhirciler, yaptığı ile övünenler insan tipleri olarak ortaya çıktı.
Her yerde kan olmasının, kan akmasının sebebini burada aramak gerek. Ne ölenler, ne de öldürenler, bunu niçin yaptıklarını bilmiyorlar.

<