KENAN SÖNMEZLER

KENAN SÖNMEZLER

NELER ÇEKTİM BEN / ÖKÜZLER VE ÖKÜZLÜKLER

Hangi kanalı açsanız koalisyon çalışması var. İSKİ’nin kanalizasyon çalışması halt etmiş. Herkes kafasına göre takılıp hükümet kuruyor. Ben böyle boyumdan büyük işlere girişemem, gülümsetebilirsem okurumu mutlu hissederim hepsi bu.
Arada soran olur: “Hayvanları sever misin?” diye. Ev içinde ortalıkta dolaşan hayvanlardan nefret ederim. Metrobüse binenlerden ise tiksinirim. Öyleyse doğal çevrede dolaşan hayvanları sever miyim?
Ne severim ne sevmem. Benim sevdiklerim bitkilerdir. Her cinsini her boyunu severim. Son derece de ağırbaşlı bir yaşamları vardır. Oraya buraya dolaşıp ortalığı pislemezler. Herkesin gözü önünde sevişmezler.
Hem zaten hayvanların koruyucu melekleri var. Magazin basınında okuyoruz. Brigitte Bardot kendisini, hayvanları korumaya ve sevmeye adamış…
Bu haber üzerine sanırım umutlananlar da olmuştur. Bu umut yerinde olsa gerek… Eğer Brigitte gençliğinde ilgilenmediği yaratıklara bu yaşında umut veriyorsa, onları gerçekten hayvan yerine koydu demektir…
Bana göre bir ineğin bir menekşeden daha duygulu olabilmesi mümkün değil. Şimdilik bitki-hayvan karşılaştırmasını bir yana bıraksak da, insan hayvan ilişkilerini bir gözden geçirsek diyorum. Söze de en büyüklerinden başlasak…
Şehirlerarası otobüs yolcusuna merak oldu. Yanında oturan yolcuya sormadan duramadı: “Kardeşim sen ne için durmadan kafanı kaldırıp tavana bakıyorsun?”
“Ne yapayım kardeşim öyle alıştım. Ben hayvanat bahçesinde zürafa bakıcısıyım…” (Nasıl dı ama)
Sirkteki hayvan bakıcısı görüyor ki fillerden birisi fena öksürüyor. Hemen bir kova sıcak su hazırlıyor. İçine de bir şişe viski döküp içiriyor.
Ertesi gün bütün filler öksürmeye başlıyor.
Küçük fukara sirkin çadırı yıkılıyor. Müdür oradan oraya koşuyor, bir yandan da haykırıyor: “Fillere enfiye veren o hergele nerede?” diye…
Köylü iki öküzü ile tarlasını sürmek istiyor. Sabah… İkisini de sabana koşuyor ama bir tanesi sakatlığını bahane edip çalışmıyor, öbür öküz ise akşama kadar tek başına çift sürüyor. Akşam ahırda çalışmayan öküz, çalışan öküze köylüyü kastederek soruyor: “Benim hakkımda bir şey söyledi mi?” Öteki öküz diyor ki: “Hayır bir şey söylemedi, ama uzun uzun kasapla konuştu.”
Bu da yan gelip yatan öküzlere ders olsun diyorum ve bu haftayı da noktalıyorum… Haftaya cennet-inek ve öküz üçlemesi ile birlikte olmak dileği ile…
Tanrı bizi öküzlerden ve öküzlüklerden korusun efendim.

 

<