KENAN SÖNMEZLER

KENAN SÖNMEZLER

NELER ÇEKTİM BEN/BEDEL

Şöyle ilk paragrafı bir çıkartsam, gerisi gelecek yazının da ah o ilk paragraf. Ne yazacağımı biliyorum ancak nasıl başlayacağımı bir türlü kestiremiyorum. Senelerdir hep aynı sıkıntı.

 

İstanbullu zerafeti ile delikanlı bıçkınlığını aynı ruh terkibine sığdırmayı kaç kişi başarabilir ki. Mesleğinde ne kadar çalışkan, ne kadar asabi ve verici idiyse, ruh dünyasının bu kutupları arasında dolaşırken  o kadar aylaktı.

 

Bir Dostoyevski kahramanıydı yani.

 

Ve ilk sıkıntıyı atlattım ya tutmayın gayrı.

 

Yine mesleğe yeni başlamış, başlamakta olan veya niyetlenen arkadaşların kulaklarına küpe olası bir yazı.

 

1- Gazeteciden önce mutlaka ‘okuyucu’ olun.

 

2- Gazetecinin ve gazetesinin zeki olması gerektiğini bilin.

 

3- Yazdığınız haberde okuyucunun zihninde belirecek  soruların tüm cevaplarının bulunması gerektiğini asla unutmayın.

 

4- Okurların haberi karineyle çözmeye başlamaları halinde gazeteciliğin dibe vurmuş olacağınızı aklınızdan çıkartmayın.

 

5- Sırf olay takibinin yetmeyeceğini gazetecinin kendi gündemini kendisinin oluşturması gerektiğini beyninize kazıyın.

 

6- Büyük harf (O) nun sadece Atatürk için kullanılacağını herkese öğretin.

 

Çetin Emeç’in her biri gazetecilik dersi sayılabilecek günlük eleştiri sağanaklarından yakalayabildiklerimden birkaçı bunlar.

 

“Not”larımı da sonraki yazılarda paylaşacağım.

 

Bunları düşünerek parmakladığım klavyeden başımı kaldırdım. Penceremden baktığımda göğün mavisi ile birleşen denizin derinliği, bana, siyasetin iğrençliklerini, parti çekişmelerini, cinayetleri, insanların akıl almaz bir keyifle birbirlerini karalamalarını, dövüşü, savaşı unutturdu.

 

Gelecek baharı, sevgiyi, aşkı hatırladım.

 

SON PARAGRAF

 

“MUTLAKA GERÇEĞİ YAZMALI, BİR BEDELİ OLSA DA. HELE BİR BEDELİ DE VARSA.”

 

Hubert Buove – Mery (Le Monde’un kurucusu)

<