NEREDEN BİLECEKTİN İLTER
Okulumun son dönemleriydi, rahmetli babam, benim ticaret yapmama, sermaye veremeyeceğini anlayınca, yanına çağırdı ve dedi ki ; “Bak oğlum , sen akıllı ve zeki bir delikanlı oldun sağlıklısın da , oku , kitap yaz , yazar ol ve devletine, milletine yararlı bir insan ol , devletine sahip çık.”
Şansız bir dönemde olduğum için , bu nasihatın sadece biri vardı, "devlete sahip çıkmak." O zamanlar bize diyorlardı , siz devletin askeri, jandarması mısınız ? Ama diyenler de görevlerini yapıyorlar mıydı. Tabi ki hayır. Olgunlaşmasını bekliyorlardı.. Biz ise o dönemlerde "Vatan millet Sakarya" "Milliyetçi Türkiye " "yaşasın Ülkücüler " "kahrolsun Komünizm" v.s..
Şimdi ise olaylara objektif hem de subjektif bakıyorum. Daha doğrusu her konuda biz haklı değiliz. Mesela sosyal adalet, sosyal yaşam v.s..
Hadi vatanın bütünlüğü ve bölünmemesi için adalet de her ülkede olduğu gibi bizde de esneklik yapılabilir. Ama Sosyal yaşamda İSLAMİ ahlak dışında, özgür olmak Türklerin geninde vardır. Kimse engelleyemez. Bunu da kimse aklından çıkarmasın, her kim ise Arap kültürüne biat ederse ona hiç bir Türk müsaade etmez. Kendi kültürümüz bizim aşımız, suyumuz, ekmeğimiz, Atalarımızdır.
Gelelim konumuza ; 1980 öncesi ve bir miktarda sonrası gazete aldığımız zaman, Tercüman'da Rauf Tamer , sanırım Milliyet de Yavuz Donat makalelerine bakmadan diğer haberleri okumazdık.
Kim bilirdi ki, aradan kırk yıl geçtikten sonra, efsane yazar Engin Köklüçınar sayesinde , YENİGÜN Gazetesi’nde yazarlığa başlayacaksın.
Nereden bileceksin, belki de ileride bir, Nedim Şener, Ahmet Hakan , Fatih Çekirge v.s gibi usta bir yazar olabilmeyi.
Saygılar ve sevgilerimle…