NERON!
Siyasette çok hareketli günler yaşıyoruz. Olaylar birbiri ile yarışıyor adeta. Bir gazeteci olarak bendeniz bunlara kulak tıkayıp es geçebilir miyim? Evet…
Peki neden?
Bakınız efendim…
Çok önemli olayların patlak verdiği günlerde gerçekleri öğrenmek olanak dışıdır. İkinci Dünya Savaşı’nda neler olup bittiğini insanlar ancak aradan 30-40 yıl geçtikten sonra kitaplardan öğrenebildi. O da hepsini değil…
Savaş sırasında resmi bildiriler yayınlanırmış. Doğruları bu bildirilerden öğrenmek çok zormuş. Her bildiri her yayınlanışında zafer haberleri verilirmiş. Aynı gün aynı olayda “zafer”i iki taraf birden kazanamaz ki…
İşte bu yüzden sevgili okurlar, bendeniz de “zafer bizim” diyenleri de yine “zafer bizimdir” diyenleri de sabırla gözlüyorum…
Osmanlı padişahlarından Yavuz Sultan Selim yapacağı seferlerini hep gizli tutarmış. Yine böyle bir sefer hazırlığı sırasında vezirlerinden biri ısrarla seferin nereye yapılacağını sorunca Yavuz Sultan Selim şöyle demiş:
“Sen sır saklamasını bilir misin?”
Vezir sorduğu soruya yanıt alacağı ümidiyle:
“Evet hünkarım bilirim” dediğine Yavuz Sultan Selim şu susturucu yanıtı vermiş:
“Ben de bilirim…”
Sır tutamaz gökler!
Anlatırlar her şeyi tepelere
Tepeler meyve bahçelerine yetiştirir
Ve onlar da nergislere
E.Dickinson
Hızlı politik günlerden Dickinson’un dizelerine… Umarım biz de artık bu “sır”lı günlerden uzaklaşırız…
Aslında bugün sizlere bir kitaptan söz edecektim…
Küre Yayınları taşımış kitapçı raflarına. Editörleri Şaban Karataş ve Ali Balcı… Kitabın adı “Uluslararası İlişkilere Giriş”. İlginizi çekeceğinizi ummuştum, benim çekti açıkçası.
Hiç eskimeyen bir Çin özsözü ile kapatıyorum haftayı:
“BİR KİTABIN KAPAĞINI, HİÇBİR ŞEY ÖĞRENMEDEN AÇMIŞ OLAMAZSIN.”
“BİR KİTABI İLK KEZ OKURKEN, BİR DOST TANIRSIN. İKİNCİ OKUYUŞUNDA ESKİ BİR DOSTA RASTLARSIN.”
Görüşmek üzere, sağlıkla kalın efendim…