NETANYAHU CEZALANDIRILMALI
İslam âleminin en kutsal günleri bu mübarek Ramazan ayında, Ramazan Bayramında bu katliamın sorumlularından mutlaka hesap sorulmalı ve uluslararası hukuk ve adalet varsa NETANYAHU mutlaka yargılanmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu konuda üzerine düşen görev ve sorumluluğu lâyık-ı veçhile yerine getirmiş olup, İslam İşbirliği Teşkilatını harekete geçirmeyi başarmıştır. İsrail'in Filistin'deki kanlı saldırılarının durdurulması ve Uluslararası İsrail'e güçlü bir tepki caydırıcı bir ders vermesi için yoğun bir diplomasi trafiği yürütülmesi takdire şayandır ve desteklenmelidir. Türkiye İsrail'in saldırılarına karşı Filistin'e destek olmak için B.M. ve İ.İ.T. başta olmak üzere ilgili tüm uluslararası kurumları harekete geçirmek üzere girişimlerini sürdürürken ilgili kurum ve kuruluşlar bu harekete destek vermelidir.
İsrail'in Filistinlilere yaptığı büyük zulüm Gazze'yi ekonomik anlamda zorlamakta, saldırılar ve abluka Filistin’lileri geçmişte olduğu gibi göçe zorlamakta olup, İsrail'in asıl amacı da bu olup, Filistin'i işgal etmektir. Bu plan 19. Yüzyıldan beri uygulanmakta olup, Filistin’de bir Yahudi Devleti kurmak Siyonizmin hedefi olup, II. Abdülhamit Filistin'e Yahudi göçünü bu nedenle önlemiş ve Yahudi katliamına mani olmuştur.
II. Abdülhamit başta olmak üzere, Osmanlı devlet adamları Yahudi göçünün Filistin’de tarihi dengelere bağlı mevcut durumu bozacağı ve bölgeyi karıştıracağı kanaatindeydiler. Sultan II. Abdülhamit'in 1880 yılında çıkardığı iradesiyle Yahudi’lerin Filistin’e göçmen olarak yerleşmesinin kapısı kapatıldı. Osmanlı tebaası olan Yahudi’lerin Filistin’den toprak satın almaları yasaklandı.
Yahudilerin her türlü teşebbüslerine rağmen Filistin'e yerleşen Yahudi sayısı Sultan II. Abdülhamit döneminde 25-30 bin'de kalmışken, bölgenin Osmanlı'nın elinde çıkmasından sonra Filistin'e yüz binlerce Yahudi yerleşti ve 1948'de İsrail'in kurulmasından sonra katliamlar ve akmaya başlayan kan hiç durmadı.
Filistin topraklarını işgal edip 14 Mayıs 1948'de Siyonist rejimini kuran İsrail'in soykırımcı politikaları, tam 73 yıldır sistematik bir şekilde devam etmektedir. Bu politikanın ilk hedefi Filistin'lileri topraklarından koparıp sürgüne yollamaktır. Şimdiye kadar milyonlarca Filistinli ev ve topraklarından göç etmeye zorlanmış ve yabancı ülkelerde mülteci konumuna düşürülmüştür. Bu topraklara Dünya'nın dört bir tarafından getirilen Yahudiler yerleştirilmiştir. Dünya genelindeki Filistinli mülteci sayısı 7 milyonu aştı.
İsrail'in 1967'de işgal ettiği Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da ki Yahudi sayısı ise işgalci girişimlerle birlikte 620 bini geçti ve Filistin topraklarının da %80'ine el koymuş oldu. Dünya tarihinde böyle bir işgal ve soykırım görülmüş değil.
Böylece Filistin diye bir ülkenin olmadığını kanıtlayarak gayrı meşru statüsünü kanıtlamış olacak. Ancak Filistin halkının direniş iradesini kırabilmesi mümkün olamayacağından İsrail ve suç ortağı Siyonist Amerikan yönetimi ne Filistin’lilerin geri dönüş ve bağımsızlık ulusal hedeflerini etmesi Dünya durdukça gerçekleşmeyecektir.
Batılı devletlerin kalkanına rağmen Dünya halklarının İsrail'e karşı çığ gibi büyüyen öfkesi bunun açık göstergesidir. Zira Dünya değişiyor ve uluslararası ilişkiler kökten dönüşüyor.
İşte, devletten çok, terörist, Nazist ve soykırımcı bir örgüte dönüşen İsrail'in böyle bir Dünya'da yeri olmayacaktır. Siyonistler ve soykırımcı Naziler gibi hesap verecek ve insanlığa karşı işledikleri suçun cezasını mutlaka çekeceklerdir.
HAFTANIN SÖZÜ
Komşunun sakalı yanarken kendi sakalını ıslat.
[Yahudi atasözü]
Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.
YILIN ŞAMPİYONU
Ben Fenerbahçe taraftarıyım ancak Beşiktaş’lıların hak ettikleri şampiyonluğu kutluyorum. Beşiktaş'a Avrupa Şampiyonlar Liginde başarılar dilerim.
Sağlıcakla kalın.