Niçe ve büyük şehir
‘Zerdüşt, bir çok halk arasından ağır ağır yürüyerek ve şehirler arasından geçerek dolambaçlı yollardan dağına ve mağarasına gitti. Bu yolculukta büyükşehirin kapısı önünden de geçti. Burada ağsı köpüklü bir deli kollarını açarak ona doğru geldi ve yolunu kesti. Bu deliye halk Zerdüşt’ün maymunu adını vermişti.Zerdüşt onun sözlerinden bir şeyler öğrenmişti. Onun hikmet hazinesinden bazı şeyler edinmişti.
Zerdüşt’ün maymunu , burası büyük şehir, burada senin işin yok, Burada her şeyi kaybedebilirsin. Şehir bataklığına tükürüp eri dön sen.’
Zerdüşt o ağzı köpüklü deliye şöyle dedi;
Sana benim maymunun diyorlar. Homurdanman ile benim deliliği mehdimi de bozuyorsun. Sana ilk homurtuyu veren neydi? Kimsenin sana iltifat etmemesi mi? Bir çok kinler için sebep buluyorsun. Haklı olduğun yerde bile senin deli sözlerin bana zarar verir. Zerdüştün sözü bir kere de haklı olsa sen sözünde daima haksızlık yaparsın.
Xxxx
Burada her türlü kötülük ve günah var. Fakat yapmacık fazilet de var. Burada görülen bir çok ibadet yapmacık. Aldatmaca, dindarane tükrük yalama ve riya var. Dilenci sürüsü ve ve yapmacık fazilet ehli, saraydan gelecek her şeye tapar.
Xxxx
Alman düşünürü Niçe büyük şehir konusunda bir benzetme yapıyor elbette. O da sahtekearlıktan, yapmacıktan, riyadan dertleniyor. Yukarıdan gelen nimetler için yaltaklanmayı, yüzsüzce tapınmayı, saraydan gelecek nimetlere nasıl da tapıldığını anlatıyor. Büyük şehirden kasıt büyük insan kitlesi.
Bugün vicdan, insaf, namus, adalet, duygusu olanlar, hak ve hukuk ama illa da adalet peşinde olanlar Niçe’den farklı acılarla karşı karşıya değildir.
İnsanlık her dönemde adalet aramış, sebep belli. Çünki hep zulüm vardı. Adaleti güçsüzler, acizler, zayıflar, ezilenler, itilip-kakılanlar ararlar. Büyük çoğunluk, düzen denen örgüyü oluştururlar.
Xxxx
Kimi aydınlar, aydın olduklarını unutup örgüye dahil olmayı yeğliyorlar. Aydın kendine ait yerde durduğu sürece aydındır. Saraydan gelecek nimetleri hesaba katarak eğilir-bükülürse, işin bir ucundan örgün düzene dahil olursa artık o dakikadan sonra aydın değildir. Zerdüşt’ün delisi gibi ağzımız köpüklenmeden anlatmaya çalışıyoruz. Kızıyorlar, sen de kimseyi beğenmiyorsun, sen de herkesi eleştiriyorsun, sen de herkese çatıyorsun diyerek hak ve adalet diyenleri yalnızlığa mahküum ediyorlar.
Xxxx
Her mesleğin, her alanın delileri de var, akıllıları, namusluları da. Örgün düzen kendisi için çalışanları takip ederek ödüllendiriyor. Örgün düzene dahil olanlar, kendileri ile aynı niyette olmayanlara karşı aynen örgün düzenini tavrını sergiliyor. Bir kitap çalışmanız varsa görülmezden geliniyor, ama kendi kitapları hemen ödüllendiriliyor ve gündemde tutulmak için binbir şaklabanlık yapılıyor. Örgün düzenden geçinmeye, yapmacıklı ve riyakear davranışa hemen her yerde rastlamak mümkün.
Xxxx
Bazı toplantılara, gitmem gerekirken, normal şartlarda gideceğim toplantılara da katılmaktan uzak duruyorum. Zerdüşt’ün maymununu dinliyorum. O Niçe’nin anlattığı gibi Zerdüşt’e söylediklerini bana da söylüyor. Bu büyük şehirde, örgün düzende senin aradıkların yok. Görmüyor musun burada ruhlar yakılmış, ağır kokudan durulmuyor, diyor bana da.
Yapmacık, riya ve saraydan gelecek nimetlere tapınma var örgün düzende. Ben en iyisi Zerdüşt’ün maymununu dinleyeyim ve dağdaki mağarama çekileyim.