D.ALİ GÜLTEKİN

D.ALİ GÜLTEKİN

NİHAYET

Yıllardır hep anlatmaya çalıştım Türkçenin önemini.  Dilimimize sahip çıkmanın önemini vurguladım her konuşmamda. Yazılarımda bu konuyu sıklıkla gündeme getirdim. Şiirlerimde ve romanlarımda yalın bir Türkçe kullandım özenle.

“Türkçe giderse, Türkiye gider” diyordu Oktay Sinanoğlu. Biz bu tehlikenin ayırdına varamıyoruz bir türlü.

Caddelerdeki işyeri tabelaları yüzünden kendi ülkemde kendimi hep garip ve hep yabancı bir ülkede hissederim her sokağa çıkışımda. Her defasında bu kadar da olmaz ki diye isyan ederim. 

Nedir bu ezikliğimiz anlamadım gitti. Türkçe isim dururken neden İngilizce, Fransızca, Almanca veya başka bir dilde isimler konur şirketlere, işyerlerine, dükkanlara AVM’lere, otellere vesair bilumum yerlere?

Özgürlük dilde başlar. 

İşgal, her zaman fiziki olmayabilir. Kültür işgali en tehlikeli işgaldir. Fiziki işgali savaşarak sona erdirebilirsin fakat kültür işgali en ince damarlara kadar o kadar işler ki, kurtulmak oldukça zordur.

Kötü niyetle yapıldığını sanmıyorum. Yabancılara şirin görünmek, işyerini havalı göstermek gibi basit nedenlerden ötürü böyle bir şey yapıldığını düşünüyorum. Bizim  aydınlarımızda öyle yapmıyor mu? Çok bilgili görünmek adına seçtiği on kelimenin beşi İngilizce, Fransızca değil mi? Televizyonlardaki sunucular, gazetelerdeki bir çok yazar aynı hatayı yapmıyor mu?

Doktorlarımız  ve  salgın hastalıkla ilgili açıklamalar yapan yetkili ağızlar, Cumhurbaşkanlığı Kültür Komisyonunun tavsiye kararına rağmen, ve Türkçe karşılığı olmasına rağmen açıklama yaparken hala yabancı  terimler kullanmıyor mu?

Kendimize ne yaptığımızın farkında mıyız?

Cumhurbaşkanımızın dil konusunda zaman zaman yaptığı açıklamalardan çok hassas ve duyarlı olduğunu biliyorum ama yıllardır hala bir çözüm bulunabilmiş değil.

Geçtiğimiz günlerde gazetede gördüğüm bir haber beni gerçekten çok heyecanlandırdı.

“Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan  Yüksek İstişare Kurulu (YİK) toplantısında ele alınan bu  konu, önümüzdeki yasama döneminde yasa teklifi olarak TBMM’nin önüne gelecek” diyordu haberde.

Türkçenin korunması konusunda Türk Dil Kurumu’nun hazırladığı kapsamlı rapor, toplantıda gündem olmuş. TDK’nın hazırladığı raporda hem günlük hayatta Türkçenin yerini alan yabancı kelimeler, hem tabela ve panolarda kullanılan İngilizce duyuru ve reklamlar, özellikle de şirket ve AVM  v.b. isimlerinin İngilizce olmasıyla ilgili tespitler yer almış.

Nihayet…

Umarım bir an önce yasalaşır ve bu çarpıklıktan bir önce kurtuluruz.

Umarım Türkçe tabelalara bakarak, gururla, özgürce dolaşırız artık sokaklarda.

.

<