CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

NORA - BIR BEBEK EVI

Son bir kaç senedir seyrettiğim en  iyi oyunlardan biri Nora, Bir Bebek Evi...

Nora’yı gerçekçi tiyatronun kurucu yazarlarından  Henrik Ibsen  yazmış.  

Oyun, ilk kez 1879 yılında Danimarka Kraliyet Tiyatrosunda sahnelenmiş. 

Oyunu  Türkçeye   Jale Karabekir ile Feride Eralp  çevirmiş. Ali Gökmen Altuğ sahneye  koymuş.

Yönetmen, oyunu  biraz kısaltarak aslına sadık bir biçimde sahneye koymuş. 

 Oyunu 2 ayda toplam 42 provayla önümüze gelmiş. 

Oyuncu seçimi çok iyi. Işık, dekor, giysi vs herkes  maharetini ortaya koymuş.

İyi bir oyunun tam bir ekip çalışmasına bağlı olduğu bu oyunda kendini belli ediyor.

Oyunun her unsuru  temizlenmiş, yağlanmış  antika bir saatin mükemmel  dişlileri gibi çalışıyor; akrep ile  yelkovan gibi;  hasretle buluşup, ayrılıyorlar, kavuşuyorlar birbirlerine, tekrar birbirlerinin  ardına düşüyorlar...

Kırılgan hüzünlü sesiyle Yeşim Koçak, Nora rolünün hakkını  veriyor. Aktrist  sesi , süsü ve giysisiyle tam üç boyutlu kusursuz  bir Nora  resmi çiziyor. 

Nora kimdir? 

Nora, baba evinde el bebek gül bebek, dış dünya gerçeklerinden uzak  yetiştirilmiş bir aile kızı, evlenince üç çocuğuyla koca evinde  dış dünyadan uzak yaşayan çıtkırıldım, fakat  iyi niyetli, iyi huylu bir kadındır.

Nora günlerden bir gün  maddi  sıkıntıya düşen eşini zor durumdan kurtarmak için  bir adamdan gizlice  borç alır. Ailesine yardımcı olur.

Borcunu ödemesine rağmen  kötü niyetli adamın (senedi vermez veya  imza taklidi yapar, senet üzerinde tahrifat yapar )  istismarı ve şantajıyla karşılaşır. Nora , bilgisizliğinin kurbanı  olmuştur..  

Kabuslu günler geçiren Nora’nın sırrı  sonunda ortaya çıkar ve bu durum eşinin şiddetli tepkisine muhatap olur. 

Oysa Nora bunu ailesi için yapmıştı.  Nora bu tepkiyi, hakareti hak etmemişti !..

Bu değer bilmezlik , Nora'nın kendisine gelmesine , bir birey olarak kendi  hayatını sorgulamasına sebep olur. 

Bu sorgulamalar. Onun başkaldırışını tetikler.

Nora bir artık bireysel  özgürlüğü için eşine, çevresine başkaldırmıştır.

Nora eşinin, özrüne,  ısrarına rağmen evini, çocuklarını, eşini terk eder...

Nora  kadınların eğitimsiz bırakılmasını protesto etmiş, bu protestosuyla kendi yüzyılını etkilemişti.

Nora, aynı etkiyi bugün,  bu çağda da  göstermeye devam ediyor… 

Oyunun yarattığı şok etki, dalga dalga seyirci üzerinde kendini hissettiriyor.  İki boyutlu oyun, bu şok  etkisiyle  sahne dışında üçüncü boyuta çevriliyor.

Seyirci Nora’nın resminde   kendini  buluyor...

Ah anneler ah! 

Sözlerim size …

İyi yetiştirin kızlarınızı. Onları, el bebek gül bebek yetiştirmeyin. 

Boş senetlere  imza atmasınlar. Okumadan imzalamasınlar kağıtları..İmzaları tatbike elverişli olsun. Dış dünyanın kitaplardaki dünyadan farklı olduğunu öğrensinler… 

Dünyamızda artık sözün, senet olmaktan çıkmış olduğunu  bilsinler…

Dışarıda, acımasız bir dünya  olduğunu öğretin. Gerçeği  gösterin onlara. Dünya toz pembe değil.

Eğitin onları; İyiyi ,kötüyü bilsinler. İsrafın felaket olduğunu bilsinler. Ailelerinin kıymetini bilsinler…

 Ayakta durmasını, kötülüklere karşı mücadele etmeyi öğrensinler...

Nora, bence çok iyi bir oyun. Günümüz kadınlarına çok şeyler anlatıyor; bilgilendiriyor,  doğrudan, ibretle…

 

<