CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

NOTERLER ASLİ GÖREVLERİNE NE ZAMAN KAVUŞACAK?

         Geçen gün sur içindeki bir noterlik dairesini  ziyaretimi, burada karşılaştığım dehşet sahnelerini (!)  anlatmış, bu durumun  noterlik camiasında  büyük bir arabesk etkisi yarattığını  yazmıştım.

Yazı,  yazımı okumak lütfunda  bulunan  bir kaç eş dost  arasında hayli yankı uyandırdı.  

Son senelerde  özellikle  büyük şehirlerde  noterlerin bir kısmı, önlerine dağ  gibi yığılan banka  tebligatlarının yoğunluğundan söz ediliyor.

Bazı noterler,   banka ekstrelerinin borçluya  zamanında tebliği  için  canhıraş  uğraşırken ,  diğer bir kısmı ise işsiz; '' ne yapalım ,kaderimiz böyle imiş, bizden de havuzdan geçinmek düştü '' diyerek   ense yapmakla meşguller...

Ülke düşman tehdidi altındadır; güneyde ABD'nin iğvasıyla kötü yola düşmüş   kürt teröristlerine karşı bir nefis mücadelesi veriliyor. Vatandaşın cebine girmesi gereken milli gelirin önemli  bir kısmı mecburen ülke güvenliği için  harcanıyor.

Bütün yok ve yoksulluğuna , bankalara olan bitmeyen borçlarına rağmen vatandaşımız , ülkenin selameti için her türlü mihnete katlanıyor... Bunların içinde emekli, dul ,yetim, bakıma muhtaç insanlar, yaşlılar, işçiler,işsizler var...

Bankalar da mutad veçhile , bu borçlu vatandaşın  yakasına yapışıp icra daireleri önüne sürüklemeden önce, bunlara noterden  ihbarname gönderip; '' kusura bakma ,borcunu ödemezsen kapına icra memuru göndereceğim'' diyor... 

Ar haya sahibi halkımız  , her ne kadar  borcunu  ''namus'' olarak bilse de , avukat,icra,noter masraflarıyla katmerlenen borcunu  bir türlü ödeyemiyor.Borcunu kapatmak için tekrar borç alıyor ve tekrar ödeme aczi içine düşüyor. Böylece bu kısır döngü mütemadiyen devam ediyor ve  noterlere gönderilen banka ekstrelerinin önü arkası kesilmiyor. Noterlerin, üç beş vekalet, bir kaç araç satışı, ara sıra bir vasiyet  gibi rutin  işlemleri  dışında kendilerine soluk aldıracak  kaliteli işlemleri kalmadı.

Görünüşte bankadan, gerçekte borçludan tahsil ettiği işlemdeki   noterlik payının yüzde 15'ini kendine ayıran'' iş yapan noter'', kalan payın yüzde  85'ini ise  ''işsiz noterler'' için kurulan havuza atıyor.

İşsiz noterler de ,  ara sıra dairelerine uğrayıp,   şahsında , katip, veznedar, hizmetli, başkatip sıfatlarına şahsında toplayan baş katibine '' Ne var ne yok? Beni soran oldu mu?''şeklinde sorular soruyorlar.  

Şairin "Bir başıma kalsam şah-ı devrâna kul olmam / vîrân olası hânede evlâd-u ıyâl var"  dediği gibi  bu anlı şanlı  hukukçu sıfatına haiz noter,  dairesinde  aybaşını bekleyen  personeli olmasa  yüzde 15'lik prime tenezzül etmeyecek ama...

Yukarıda bir kısmını arz ve izah ettiğimiz sebeplerle ve arif ve zarif okurun res'en nazara alacağı sebeplerle  ülkede vatandaşın cebine yansıyacak yatırımların yapılmaması, vergilerin ağır olması,  sözleşmelerde ''noter''  rolünün önemli ölçüde kaldırılması yüzünden personel vurgunu  bu hukukçu taifesi durumdan muzdarip,  asli  görevlerini yapacağı  döneceği günü hasretle  bekliyor...

 

 

 

 

 

 

<