CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

ÖĞRETMENİME ŞİDDET ÖYLE Mİ?

ÖĞRETMENİME ŞİDDET ÖYLE Mİ?

Sevgili dostlar, tahsil hayatında üniversite bitirinceye kadar geçen süre bir insanın hayatından yaklaşık 17 yılı alıp götürmektedir. Bu süreyi sabırla bekleyen insanın kendisiyle beraber onu okutmak, sevinçli sonucu görmek hevesiyle aynı süreyi umutla geçiren anne – babalar ve aile fertlerinin de ölçüsüz fedakarlıklarını hesaba katmak gerekir. Gelinen sürenin sonunda bir meslek sahibi olunacak, para kazanılacak ve kurulacak bir yuvanın da taçlandırmasıyla hayat devam edecek, insanlara, topluma faydalı olunacak..
Derken,
Böylesi değerlerden bihaber, hayata yalnızca boş teneke misali fiziksel görüntü sunan birisi ortaya çıkar da aklın yerine, salaş, özensiz, basit, kaba kuvveti ortaya koyarak 17 – 20 yıla mal olan bir değerler silsilesini 17 dakikada, hatta 17 saniyede siler süpürür de fidanları, umutları alıp götürür hayalleri alt üst eder mi ?
Eder…
Ne yazık ki her geçen sürede daha da artarak devam eden, gideni geri getiremeyen bir hazin tablodur…
Öğrenmek uğruna elimizi uzattığımızda dokunabileceğimiz ilk insanı, öğretmeni katletmek ilkelliği, ilim yolunda ilerlemek iddiasında olan Türkiye’ye yakışıyor mu ?.
Büyüğe el kaldırmak aile terbiyesine yakışıyor mu ?.
Bu yolla eğitimi sıfırlamak cüreti, kuş uçmaz kervan geçmez köy yollarını arşınlamak cesaretindeki kızlı erkekli öğretmenlerimizin özverili çabalarını engeller mi ?.
Bu soruların olumlu yanıtını, öğretmenlerimize ve diğer eğitim çalışanlarımıza yönelik şiddete ilişkin kapsamlı bir düzenlemeyi yeni hazırlanan ceza yasının içeriğinde görmek umutvar bir şekilde yüreğimize su serpiyor.
Kanun teklifi olarak hazırlanan ve henüz detayları belirlenmeyen yasada;
Öğretmenlerimize yönelik fiillerde ceza kanununda öngörülen cezalar yarı oranında artırılacak,
Bu fiilleri işleyenlerin cezasının ertelenmesi engellenecek
Bu fiiller tutuklanma sebebi sayılarak tutuksuz yargılamanın önüne geçilecek
Özel kurumlarda çalışan öğretmenlerimiz ve diğer eğitim çalışanlarımız da görevleri sebebiyle kendilerine yönelik işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılacak.
Özellikle verilen cezanın ertelenemeyecek olmasının ağır sonuçlar doğuracağını belirtelim. Bu durum, toplumdan ve sosyal hayattan soyutlayan adli sicil kaydıyla suçu işleyenin başına geldikten sonra kendini belli eder ve “ Yandım Anam “ türküsünün başlangıcıdır.
Ben hukukçu değilim ama bana kalırsa bunlar yetmez.
Öğretmene, doktora, kamu görevlisine, yönelik fiillerde cezaevi süresi sona erdikten sonra da silinmeyecek, affa uğramayacak şekilde kısıtlamaların olması gerekir. Ki, yılların umutlarını, emeğini, hayatını bir anda sıfırlamanın ne demek olduğunu öğrensin ve bedelini ödesin !
Şiddete başvurmak isteyenlerin yeni hazırlanan ceza yasasının ne anlama geldiğini bu işin uzmanlarına sorarak öğrenmesinde fayda var !
Nice ki, gideni geri gelmeyecek bir hale getirmenin gaddarlığına sahiptir..
Esen kalın.

<