Okullu Alfalar
12 Eylül Pazartesi günü yaklaşık 19 milyon öğrenci başka bir ifadeyle yaklaşık 5 milyon aile okullu günlere başladı. Tanışma toplantıları, okul alışverişleri, defter-kitap kaplamaları, erken yatış ve sabah kalkış mücadeleleriyle kendine özgü heyecanları barındıran bir sürece giriyoruz. Okul dönemleri ebeveynlere ayrı sorumluluklar, ayrı telaşlar yüklemekte. Z Kuşağının velilerinin izniyle Alfa ebeveyni olmaya mercek tutalım istedim. Alfa kuşağını yeni yeni tanımlamaya başlarken ebeveyni olmak kolay olmasa gerek.
Avustralyalı Mark McCrindle tarafından ilk kez kullanılan bu adlandırma yeni bir başlangıç ve ilerlemeyi anlatmayı hedefliyor. 2010 Z Kuşağı Latin Alfabesinin sonu olduğu için, Yunan Alfabesine geçilerek nesiller adlandırılmaya devam edilecek. Bu durumda gelecek nesillerin kuşak adları da belli, Beta, Gamma, Delta…
Ebeveynlerin zorluklarının temelini bu neslin diğer nesillerden farklı olarak teknolojinin içinde doğmaları oluşturuyor. Yani bir bebek konuşmayı öğrenirken aynı zamanda Siri ve Alexa ile de tanışıyor. Son araştırmalar da bu neslin 8 yaşına kadar ebeveynlerinin teknoloji becerilerini geçeceğini söylüyor. Yeni neslin düşünceleri, algıları bu sanal dünyaya göre şekilleniyor. Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre bu nesil için ekran karşısında eğlence amaçlı geçen süre şöyle: 8-12 yaş aralığındaki çocuklar 4 saat 44 dakika iken yaş 13-18 aralığına çıkınca 7 saat 22 dakikaya yükseliyor. Ekran bağımlılığı ayrı bir sorunken sanal zorbalıktan çocukları korumak ta ebeveynlerin yeni gündemi haline geliyor.
- “Evladım, yavrum 7 saat ekran karşısında kalınmaz, gözlerin bozulur, ders çalışmaya, fiziksel aktivitelere, sosyal ortamlarda bulunmaya da zaman ayırmalısın” demek oyunlardaki meydan okumayla beslenen özgür kuşak için yeterli olmasa gerek.
Bu durumda öncelikle gerçeklerle yüzleşmek gerekiyor. Alfa nesli teknoloji içinde doğdu ve gelecekleri teknoloji ile. Bu kabulü sağladıktan sonra oluşan problemlere yönelik çözümler bulmak daha kolay olacaktır. Örneğin, okumada sorun yaşayan ve eline kitap vermekte zorlanan ebeveynin çocuğuna Stray oynatarak okumasını oyunla desteklemek hem kabul hem de yenilikçi yaklaşım içeriyor.
Bir diğer kabul ediş ve zorluk ise bu neslin meslek seçimiyle ilgili olacak. Dünya Ekonomi Formu verilerine göre şimdi ilkokulda okuyan öğrencilerin %65’i şu anda henüz var olmamış mesleklerde çalışıyor olacak. Bu durumda çocuklarını meslek tecrübesiyle yönlendirme imkanı bulamayan verilerin yenilikçi bakış açısını, uyumlu olmayı benimsemeleri gerekiyor.
Bu tür değişimler Gangnam Style dinlemekten Baby Shark’a geçiş tadında olsa keşke. Atalarımız bugünleri görseydi “kuşak çatışması” yerine ne kullanırlardı bilemem. Sizlere sunabilecek sihirli bir değneğim de yok. Çocuklarımızı dinlemek, anlamaya çalışmak, önem verdiğimizi göstermek her kuşak için değişmeyen altın kurallardan. Alfa kuşağı için de geçerli olsa gerek. Bir de değişime açık olursak işimiz daha kolay sanki, ne dersiniz?