CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

OKUMAK – ANLAMAK – KONUŞMAK

Sevgili dostlar, konuşmak iletişimin en çok kullanılan en temel şekli. Buradan hareketle başlıktaki sıralamayı bir an tersinden ele alalım. Yani önce “konuşmak” olsun. O takdirde durumu şu şekilde açıklayacaktık..,

Bir insan okumadan ve okuduğunu anlamaya gerek duymadan konuşmaya başlıyor.  Yani neyi ve neden konuştuğunu istese de karşısındaki insana anlatamıyor. İster istemez içinde anlam barındırmayan, meramını anlatamayan, zenginlikten yoksun, keyif vermeyen cümleleri tekrarlayarak uzatıyor. Boş konuşuyor..

Ve de karşılıklı iletişimin daha ilk basamağında başarısızlığa uğruyor..

O halde yukarıdaki başlığı düzgün olarak ele almalıyız. Yani önce okumak, okuduğumuzu anlamak ve bu donanımla konuşmaya başlamak..

Genel kültür, bilgi ve bir konuya hakim olmanın önemi de bu noktada ortaya çıkmaktadır.

Eğer genel kültürümüzü belirli bir düzeye çıkarmışsak zaten bir konuya hakim olmak için bilgimiz de yeterli düzeydedir. 

O zaman ele aldığımız konularda boş konuşmamış oluruz.

İnsan yaşadığı süre boyunca kendisinde  bulunan fakat çoğu zaman farkında olmadığı yeteneklerini her an kullanarak hayatını sürdürür. 

Yeteneklerini farkında olarak kullanan bir insan ister istemez başarıya yürür, her zaman olumlu sonuçlar elde eder .

Konuşmak insana mahsus bir yetenekse, okumak ve okuduğumuzu anlamak da yine canlılar içerisinde yalnızca insana tanınmış özel bir yetenektir.

Bilgiyi bizlere sunan her şey okullarda, kitabevlerinde, kütüphanelerde kitap olmakla beraber gazete, dergi, mecmua olarak da okunmak üzere sosyal kalitemizi artıran ve hizmetimize sunulmuş yazılı eserlerdir.

Her iyilik ve güzellik önce okumak, okuduğunu anladıktan sonra konuşmakla birlikte kendiliğinden gelir..

Konuşmanın gerçekte sanat niteliği kazanması, bilgi-genel kültür sonucunda anlama dönüşmesi, anlam kazanmasıyla mümkün olmaktadır.

Öyle ki birkaç cümle ile büyük kitleleri bile etkilemek mümkün olmakla birlikte, küçük sohbetimize kattığımız anlam ise aynı zamanda karşımızdaki insana verdiğimiz değerin ölçüsü sayılabilir ve doyumsuz sohbetleri anılarımız arasında unutulmaz kılabilir.

Bir şeyin temeli ne kadar sağlam olursa üzerine bina ettiklerimiz de o denli sağlam olur. O halde okumak ve okuduğunu anlayarak bilgi dağarcığında harmanlamak da konuşmak sanatının temelidir.

Yeterli bilgi donanıma sahip olmadan ve görgü kurallarını hiçe sayarak konuşmanın ne denli tehlikeli ve zararlı olduğu yıllarca edinilen deneyimlerle öz deyişlere ve ata sözlerine bile yansımış bulunmakta..,

“ Dilim seni dilim dilim keserim. “

“ Kırk düşün bir konuş. “

Bunlardan yalnızca birkaç tanesi…

İletişimde başarıyı yakalamanın ilk göstergesi okumak, öğrenmek, okuduğumuzu anlamak ve konuşmamıza aktarmaktır.. 

Esen kalın.   

<