SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

ÖMÜRLERİ SEVDALARLA GEÇENLER..

Yaşlanma sürecine giren insanların ömür boyu aklında taşıdığı: 

“Sevda..”

Sözcüğü; en son demini ne zaman devam ettirir? Akli meleklerin bir değirmen taşı gibi öğütüp ufaladığı konuların başında gönül duyguları gelir. Hafızamızın ana kumanda mekanizması; hayatımızda önemli yeri olan “sevda” sözcüğünü, kelebek gibi beynimizin içinde dolaştırır. Duygular beyinde oluştuğuna göre, aşkın kökeni sayılan “sevda sözcüğü” de, işgalci bir arsızlıkla önemini başka duygulara kaptırmaz.

Nedense yaşlılıklarımızın son demlerinde hep o şarkıları mırıldanırız:

“Geçti sevdalarla ömrüm, ihtiyar oldum bugün..

Ak pak olmuş saçlarımla bi-kârar oldum bugün..

Bir muhabbet neşesiyle ilkbahar oldu bugün

Ben huzurunda yer öptüm tecidâr oldum bugün..”

Ömrümüzün duygularıyla kaynaştığı taze günlerin bulaşıcı hastalığı olan gönül olayları, genelde huzur vermez, bülbülün çilesini andırır.

Sevda, gönül kapılarında sızdıktan sonra, bugünün ürkütücü hastalığı olan koronavirüs gibi, insana hayatı zindan eder..

Sevdalar, aktörlerine göre, bir tadımlık mutluluğun üzerine gerilmiş uyuşturucu etkisi olan kronik stres tuzaklarındır. Kara sevdaya tutulanlar cinnet nöbeti geçirdiği günleri hiç unutamazlar. Gizemli duyguların kızgın lavlarla insan benliğine çöreklendiği günler, ihtiyar kalplerde şarkılarla avutulmayı bekler.. Ezilmiş, arızalanmış ve hüsran yüklü bir hayatın kölesi iseniz, kalbiniz bu merhamet duygularını bağışlamaz. Sadece şarkı sözü yazarları ve besteciler içinize avutucu nağmeler salıvermeye odaklanırlar. Ama, beynimizin kontrolsüz emriyle salgılanan kimyasal maddeler, doktor reçeteleriyle bile yerli yerine oturtulamaz. Beyindeki hasarları, Uzakdoğu mantığına göre kuvvetli telkin ve bilge kişilerin öğütleri baskılayabilir..

<