ÖNCE İNSAN
Peygamber efendimiz pazarda dolaşmayı severdi. Bir gün pazara uğradı. Buğday satan bir köylünün çuvalı önünde durdu, elini içine daldırdı. Çuvalın üstü kuru , altı ıslak idi. Köylüye döndü ;
-Bu ne haldır , dedi. Köylü;
- Şey, ya Resulullah yağmur yağmıştı da... dedi kekeleyerek. Efendimiz;
-Yağmur , çuvalın üstüne yağar, ortasına değil, yalan söyleme, dedi, sonra ekledi:
-Aldatan bizden değildir! (Bugünkü Cuma hutbesinden)
* * *
Bugünlerde marketler, pazarcılar, kabzımallardan oluşan bir grup adeta yedi düvelin safında , hem iktidara , hem de fakir fukaraya karşı savaş etmişler.
Asker sınırda, dağlarda teröristlere karşı savaşıyor, aileleri de içeride soygun yapan marketlere, başıboş esnafa kabzımallara ,fırsatçılara karşı savaşırken iktidara sesleniyor:
-Sesimi duymazsan işin bitişindir. Önümüzdeki seçimlerde kaybedersin, diyor.
Demokrasi, Atatürkçülük, serbest piyasa istismarı yapan bu “ halk düşmanları" fiyatlarla oynayıp insanların sinir uçlarıyla oynuyorlar.
Bunlar alay edercesine, her fırsatta fiyatların yükselmesini “ doların fırlamasına" bağlıyorlar.
Birisi de çıkıp demiyor ki;
-Ulan, Allah’tan korkun, kuldan utanın ! Dolar artışının , domates, biber fiyatlarıyla ne ilgisi var?
Muhalefete gelince onlar bu işlere karışmayıp , sapla samanı birbirine karıştırıp duruyorlar.
Bu soygunculara kânun ve idare dur demezse kim diyecek ?
Cumhurbaşkanı şu mealde rica edip ;
-Gelin etmeyin eylemeyin, Allah'tan korkun. Karaborsacılık, faizcilik, fırsatçılık yapmayın, fukaranın sofrasına kan doğramayın. Halkın ekmeğini çöpe atmayın . Yazıktır, ayıptır, günahtır. dese de, onlar iktidara ;
-Popülizm yapma ! O ucuz siyaseti gel de şu külahımıza anlat, diyorlar.
Bu azgınların önü alınmazsa çok geç olur. Siperde bekleyen Memetçiğin gözü arkada kalır...
* * *
İktidar öncelikle halkı düşünmeli. İktidar öncelikle iç talebi karşıladıktan sonra fazlasını ihraç etmeli .
Halkın önce domates biber, hıyar talebini karşıladıktan sonra kalanını dışarıya satmalı. Vergiler yüksek. Halka salınan vergi azaltılmalı.
Eğitim yeni baştan gözden geçirilmeli. Eğitime vurulan Fulbrigt sistemi garabeti tamamen kaldırılmalı. Anlaşma tamamen feshedilerek yerine yerli ve milli eğitim sistemi getirilmelidir.
İktidar başarılı olmak istiyorsa hem halkı hem de bu sistemi istismar eden sisteme, bürokrasiye karşı gerekli tedbiri almalıdır.
İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın!
Tedbir alınmazsa halkın sağı solu belli olmaz. Sinir uçlarıyla oynanan halk yüce Yaradan’a sığınıp kurulan sandık önünde sıraya giren istismarcıların geniş enselerine kuvvetli bir Osmanlı tokadı akşeder ki, sesi yedi mahalle öteden duyulur...