CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

ÖNCE İNSAN

Peygamber  efendimiz pazarda dolaşmayı severdi. Bir gün pazara uğradı. Buğday satan bir köylünün çuvalı önünde durdu, elini  içine daldırdı. Çuvalın üstü kuru , altı ıslak idi.  Köylüye  döndü ;

-Bu ne haldır , dedi. Köylü;

- Şey, ya Resulullah yağmur yağmıştı  da... dedi kekeleyerek.  Efendimiz; 

-Yağmur , çuvalın üstüne yağar, ortasına değil, yalan söyleme,  dedi, sonra ekledi:

-Aldatan bizden değildir! (Bugünkü Cuma hutbesinden)

* * *

Bugünlerde  marketler, pazarcılar, kabzımallardan oluşan bir grup  adeta  yedi düvelin safında ,  hem iktidara ,  hem de fakir fukaraya karşı savaş etmişler.   

Asker sınırda, dağlarda teröristlere karşı savaşıyor, aileleri  de içeride  soygun yapan   marketlere, başıboş  esnafa kabzımallara ,fırsatçılara  karşı  savaşırken  iktidara sesleniyor:

-Sesimi duymazsan  işin bitişindir. Önümüzdeki seçimlerde kaybedersin,  diyor.

Demokrasi, Atatürkçülük, serbest piyasa istismarı yapan bu “ halk düşmanları"  fiyatlarla oynayıp  insanların sinir   uçlarıyla oynuyorlar.  

Bunlar alay edercesine,  her  fırsatta fiyatların yükselmesini  “ doların  fırlamasına"   bağlıyorlar.  

Birisi de çıkıp demiyor ki;

-Ulan, Allah’tan korkun, kuldan utanın ! Dolar artışının ,  domates,  biber fiyatlarıyla ne ilgisi var?

Muhalefete  gelince  onlar  bu işlere karışmayıp , sapla samanı birbirine karıştırıp duruyorlar.  

Bu soygunculara kânun ve idare  dur demezse kim diyecek ? 

Cumhurbaşkanı şu mealde rica edip ; 

-Gelin etmeyin eylemeyin, Allah'tan korkun. Karaborsacılık, faizcilik, fırsatçılık yapmayın, fukaranın sofrasına kan doğramayın.  Halkın ekmeğini çöpe atmayın . Yazıktır,  ayıptır, günahtır. dese de, onlar iktidara  ;

-Popülizm  yapma  ! O ucuz siyaseti   gel de şu külahımıza   anlat, diyorlar. 

Bu azgınların önü alınmazsa  çok geç olur. Siperde  bekleyen  Memetçiğin gözü arkada kalır...

 *  *  *

İktidar öncelikle halkı düşünmeli. İktidar öncelikle   iç talebi karşıladıktan sonra fazlasını  ihraç etmeli .

 Halkın   önce  domates  biber, hıyar  talebini karşıladıktan sonra kalanını dışarıya satmalı.  Vergiler yüksek. Halka salınan vergi azaltılmalı.  

Eğitim yeni baştan gözden geçirilmeli. Eğitime vurulan  Fulbrigt  sistemi  garabeti tamamen kaldırılmalı. Anlaşma tamamen feshedilerek yerine  yerli ve milli eğitim sistemi getirilmelidir.

İktidar  başarılı olmak istiyorsa   hem halkı hem de bu sistemi istismar eden sisteme, bürokrasiye karşı gerekli tedbiri almalıdır. 

İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın!

Tedbir alınmazsa halkın sağı solu belli olmaz.  Sinir uçlarıyla oynanan halk yüce  Yaradan’a sığınıp  kurulan sandık önünde  sıraya giren  istismarcıların  geniş enselerine  kuvvetli bir Osmanlı tokadı akşeder ki, sesi yedi mahalle öteden duyulur...

<