Onlarda biliyor
Avrupa Birliği iki yüzlü… Yazdıkları ile sözleri, fikirleri ile eylemleri bir birini tutmuyor…
Hele konu Türkiye olursa iş başka bir noktaya geliveriliyor…
Avrupa’nın sorunu Atilla ile başlamış, 1071’de Alparslan ile yükselmiş, 1199’da Osmanlı ile alevlenmiş, 1453’te Kostantiniye’nin fethi ile doruklanmış…
Yani nerden bakarsanız bakın 2 bin yıllık bir kin…
Orta Asya steplerinden gelip sözde medeniyetin beşiği Avrupalılara insanlık öğretmiş…
Vahşi Roma ile ensest ilişkilerin ürettiği Helen tanrıları Türklerle birlikte yok olmuş..
Yani Avrupalılar için gerekçe fazla..
İkide bir sancıları “Viyana’ya kadar geldiler” oluyor
Sonra diyorlar ki; Türkiye’nin AB üyelik girişimlerini donduralım…
Sanki 60 yıldır dondurmadılar da yeni mi donduracaklar…
Yani bol keseden atmayı da pek seviyorlar.
Biliyorsunuz AB’nin terör örgütleri listesinde olmasına rağmen PKK, Avrupa'da geniş bir hareket alanı buluyor.
PKK'nın söylemleri, Almanya, Fransa, Hollanda ve İsveç gibi ülkelerin basınında çoğu zaman "Kürtlerin görüşü" şeklinde verilerek meşruiyet sağlanıyor.
Buna karşın terör örgütü kurbanlarının hikayeleri ya da Diyarbakır annelerinin eylemlerine ilişkin haberler, bu ülkelerin basınında neredeyse hiç yer almıyor.
Terör duruşmalarına gidenler, anneleri ziyaret etmiyor
Anneleri ziyaret eden tek Avrupalı diplomat, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick John Chilcott oldu.
Oysa galiba Boris’in dedesinin hatırına olsa gerek..
Buna şaşırdık mı?
Elbette hayır… Zaten onlardan kimse ziyaret beklemiyor.
Gelip de ne olacak yani “bizimkiler sizinkileri kaçırdı. Bilginiz olsun” mu diyecekler…
O anneler PKK’nın patronlarının kim olduğunu bilmiyor mu?
Yüzleri yok diyeceğiz ama zaten yüzsüzler…
Asıl korkuları o meydandan kovulmak..
Yani ele güne rezil olmakta var işin ucunda..
