Onun için yaratılmış
Hayatta bazı insanlara bazı işler çok yakışır. Kişi de yaptığı işten memnun olabilir ya da olmayabilir. Ama kimi roller kimi insanların üzerine özel terzide dikilmiş elbise gibi oturur. Annelik her dişinin kaderidir. Ama her dişi anne olamaz. Kimisi erkeksiz bir hayatta yaşadığı için, kimisi din-ahlak-toplum ilkeleri açısından evlenmediğinden, kimileri de evlenmiş olmasına rağmen kaderin mahrum etmesiyle anne olamaz. Kimileri de yavruları olduğu halde annelik yapacak duygusal zenginlikten nasipsiz olduğu için annelik yapamaz.
Xxxx
Evlenme çağına gelmiş ama evlenmemiş genç hanımlar bazen bir yakınlarının bebeğini kucaklarına aldıklarında görenlerin ilgisini çeken bir fotoğraf çıkar ortaya. Çocuk onun kucağına öyle yakışır ki görenler ona, Allah’ın ona kendi çocuğunu vermesi için dua ederler. Çünki anne duruşu ona çok yakışmıştır.
Xxxx
Siyaset dünyasında seçim çalışmaları sırasında, ya da yabancı bir müttefik ülke ziyaret edildiğinde liderlere danışmanları baskı yaparlar. İlla da halkın arasından birinin bebesini kucağına alarak, ona sevgi davranışları sergilemesini öğütlerler. Fakat bu uygulama herkeste aynı sonucu vermez. Bebekler, kendilerine seslenen ve kollarını iki yana açan insanlara bazen teveccüh göstererek heyecanla ona koşarlar, bazen da ‘bu da kim?’ dercesine bön bakarlar. Sebep aynıdır. Kimi roller kimi insanlara çok yakışırken kimilerine hiç yakışmaz.
Xxxx
Öğretmenlik, eğitimcilik, sağlık alanı, teknik aletlerin kullanımı özel alanlardır ve bu roller de herkese yakışmaz. Kimi insan öyle güzel, açık-seçik, akılda kalıcı anlatır ki onu bir kere dinlediğinizde öğrenirsiniz. İşte o insana öğretmenlik çok yakışmaktadır. Ama ülkenin öğretmen sayısı içinde mesleği kendine elbise gibi, derisi gibi yakışmış olanların sayısı son derece azdır. Her mesleği, her işi, her rolü oynayan milyonlarca insan olmasına rağmen o iş, meslek, alan ve rolde bir çok hastalık, arıza yaşanır. Sebebi bellidir. İşi, rolü, mesleği kendisine yakışmayan insanlardır. Yine de toplumda küçük ölçekte de olsa ilerlemeler kaydedilir. Bu da bilinmeli ki o yaptığı iş kendisine yakışan insanların hasılasıdır.
Xxxx
Gazetecilik de, yazarlık da, babalık, ağabeylik de böyledir. Her iş herkese yakışmaz. İnsanlar düşünmeli. Ben niçin yaratıldım, yaratılmış olabilirim diye düşünmeli.
Xxxx
Kader, takdir, yaratıcı bir eser yaratırken ondan bir beklentisi vardır. Onu bir maksat-amaç için üretir, yaratır. Amaçsız, sebepsiz, hikmetsiz hiçbir var olan, var edilmemiştir. Bana verilen görev zannımca her yerde doğruları söylemek, insanlara zarar vermeden düşünceler üretmek ve yazmak. Bu görevimi yapıyorum hayatta. Ama beni yalnızlığa itiyor bu davranış biçimim. Doğrular herkes için can sıkıcı. Doğrular herkesin çıkar çarkına çomak sokuyor. Çarkına çomak sokulan herkes de bana düşmanca davranıyor. Haklılar. Ama ben de haklıyım. Ben bunun için yaratılmış olabilirim.
Xxxx
İnsanlar bir araya geldiklerinde selamlaşırlar, birbirlerine ‘nasılsınız’ diye sorarlar.Sorunun muhatapları da ‘iyiyim ya siz’ der? Dindar olanlar Allah’a şükrederek cevap verirler. Ama bir hakikati kaçırmamak gerek. İnsanların bu sorularının ve cevaplarının gerçekte bir değeri yoktur. Nasılsınız diye soran aslında hakikaten de sizin nasıl olduğunuzu merak ettiği için sormuyor. Usulden, nezaket icabı, bir söz söylemiş olmak için ‘nasılsınız’ der. Siz de gayrı şuuri bunu bilirsiniz ve nasıl olduğunuzu anlatmaya kalkışmaz, ‘iyiyim ya siz’ der geçiştirirsiniz.
Bu insanlar ne kadar tuhaf yaratıklar değil mi. Ne soruda hakikat var ne de cevapta. Ama yine de konuşuyorlar.
Xxxx
İnsan ya iyi bir şey, işe yarayan bir şey söylemeli, ya da konuşmamalı.
Xxxx
Her sabah kalkıp bir adrese, iş yerine gitmek güzeldir değil mi? Ama yoruluyor insan, bıkıyor, usanıyor, yoruluyor. ‘Ah emekli olsam’ diyor değil mi? Nitekim emekli oluyor. Her gün evde, sabahları saat kaçta kalktığının bir önemi yok. Kimse onu beklemiyor. O hep evde ve dışarı çıkmak için bir sebebi yok. Sağlıklı ise vatandaş, bu hayat onu çok çabuk sıkacaktır. Ya yeni bir işe girecek yarı fiyatına, ya da cemiyet hayatında kulüplerde, sivil toplum kuruluşlarında faaliyetlere katılacaktır. Hayatını renklendirmek için insan, bir şeylerle hep meşgul olacaktır. Sağlık peşinde koşmuyorsa kişi, kaçınılmaz şekilde kendini mutlu edecek meşgale bulmalıdır.