İBRAHİM GÜLEÇ

İBRAHİM GÜLEÇ

ONUN YÜZÜ BİZDEN KARA

Bir gün Hoca'nın hanımı ev işine hazırlanır 
Her gün çamaşır bulaşık, kadıncağız çok usanır 
Nerde sohbet orda Hoca, işsiz güçsüz, durmaz gezer 
Hoca'nın bu hareketi hanımını fazla üzer 
çağırır hanım Hoca'yı. biliyorsun çamaşır bol 
Bari çaya kadar gel de bana biraz yardımcı ol 
Şöyle bir düşünür Hoca haklı bulur karısını 
Omuzuna alır yürür çamaşırın yarısını 
Oh be dünya var imiş der, güneş sıcak, temiz hava 
Başlar çamaşır işine elleriyle ova ova 

Biraz uğraşıdan sonra yorgunluktan bitkin düşer 
Güneş dikilir tepeye, sıcaktan kavrulur pişer 
Bari der şurda gölgeye yatıp, biraz dinleneyim 
Sen yıka der hanımına, ben de sıkmaya geleyim 
Yatar söğüt gölgesine şöyle epeyce dinlenir 
Ne hararet kalır ne ter, doyasıya serinlenir 
Hanım seslenir dereden, gel artık, yeter yattığın 
Neredeyse kuruyacak sıkmak için bıraktığın 

Hoca pek hesaba almaz hanımın çağrı sesini 
Kendisine yorgan yapar çıkardığı cübbesini 
Kadın başlar bir başına çamaşırları sıkmaya 
Bunu fırsat bilen karga birden iniverir çaya 
Kapar yerdeki sabunu havalanır gökyüzüne 
Karganın bu hareketi çarpar hanımın gözüne 
Avazı çıktığı kadar sesler imdat diye diye 
Hoca birden fırlayarak der ki bu gürültü niye 
Karga götürdü sabunu çamaşırla uğraşırken 
Gittin gölgeye uzandın burda olman gerekirken 
Şurda dursan olmaz mıydı ne diye gittin kenara 
Bırak hanım, alsın gitsin, onun yüzü bizden kara.

<