İLTER AVCI

İLTER AVCI

ORTADOĞU KAPISININ AÇILMASI

ÖNSÖZ GÖKTÜRKSON SÖZ ATATÜRK

Türkiye Petrol Şirketi Curzon ve Berenger'in "Zaferin Kanı" şerefine kadeh kaldırmalarından on gün sonra, Fransa Başbakanı Georges Clemenceau, İngiltere Başbakanı David Lloyd George ziyaret amacıyla Londra'ya gitti. Petrol konusu artık savaş sonu politikalarının bölünmez bir parçası olmuştu.

İngiltere'nin niyeti o günlerde Mezopotamya olarak bilinen ve artık ölmüş sayılan Türk Osmanlı İmparatorluğu’na ait, sonradan Irak olarak tanınacak eyaletler üzerindeki nüfuzunu garantiye almaktı. Bu bölgenin ilerisi için yüksek düzeyde petrol potansiyeline sahip olduğu düşüncesi hakimdi. Ancak Fransa da bu bölgenin diğer bir yerinde Bağdat'ın kuzeybatısındaki Musul üzerinde egemenlik iddiasındaydı.

Ancak sonradan anlaşarak, Fransa kendilerine bir hisse verilmesi üzerine iddiasından vazgeçti. Sonra sözlü anlaşmanın da bir geçerliliği olmadığından, Amerika'nın devreye girmesiyle planlar değişti.

Süregelen bu çekişmeler artık mahvolmuş durumdaki, borç batağında, borçlu Türk İmparatorluğu, kendine yeni gelir kaynakları oluşturmak amacıyla çoğu teklifleri olumlu görüyordu.

1912 yılında İngiltere hükümeti hiç beklenmedik bir anda yeni bir oyuncu keşfedecek, bundan fayda kapacaktı. Yeni oyuncu Türkiye Petrol Şirketi'dir. Bir oyuncu daha vardı ki Kalust Gülbenkyan adında Ermeni milyonerdir. Türkiye Petrol Şirketi'nin tüm kuruluşunu ayarlayan kişi Gülbenkyan'dır.

Bay Yüzde Beş

Kalust Gülbenkyan, petrolle uğraşan bir ailenin ikinci kuşağıdır. Varlıklı bir Ermeni petrolcü ve banker olan babası servetini Osmanlı İmparatorluğu'na Rus gazyağı ithal etme yoluyla edinmişti. Bu çabalarından dolayı Sultan tarafından ödüllendirilerek Karadeniz kıyılarındaki bir kente vali atanmıştı.

Gülbenkyan'ın kendini işe vermesiyle 1907 de Samuel kardeşleri İstanbul'da büro açmasına ikna etmişti. Üzerine aldığı onca sayısız işe ilaveten, bizzat Türk hükümetinin mali müşavirlik görevini de üstlenmişti. Bunlara ilaveten Türk Milli Bankası'nda en büyük hissedarlardan biriydi.19 Mart 1914 tarihli "Dışişleri Bakanlığı Antlaşması" uyarınca bu bileşik grupta İngiltere'nin çıkarları ön plana alınıyordu.

Yeni anlaşmaya göre Anglo-Pers Grubu yüzde 50 hisse alacak, Deutsche Bank ve Shell de konsorsiyumdan yüzde 25'er hisse alacaklardı ama bu şekilde sorun çözülmüyordu, Gülbenkyan da vardı.

Anglo-Pers grubu ve Shell yüzde 2,5'er "parasal olarak" verilmesiyle, Gülbenkyan sorununu da çözmüş oldular. İşte “Bay Yüzde Beş” lakabı bu şekilde doğmuştu ve o günden sonra Gülbenkyan daima bu ünvanla anılacaktı.

1918 Ağustosu'nda İngiltere, sömürgelerin başbakanlarına, İngiltere'nin Mezopotamya'da "yol gösteren bir ışık" olacağını söylemekle yetindi. Bunun nedeni olarak İngiltere'nin, imparatorluğun yoksun olduğu tek doğal kaynağı bu yolla ele geçirileceğini söyledi. Tek gerçek petrole mutlaka ihtiyacı olduğudur. İngiliz kuvvetleri Türkiye ile mütareke imzalanmasından hemen sonra Musul'a girerek kenti zapt edecekti. Ve dediğini de yaptı..

Kardeşlerim; Bunları kısaca yazmamın nedeni, kendi öz kaynaklarımıza sahip çıkamama. İşte kapitalistlerden rica minnet kredi almamızın nedeni de budur. İçimizde hiç mi bir tane Gülbenkyan veya İngiliz aklı gibi biri yok ?

Allah'a elleri açıp dua etmek, sadece kendimizi kötü şeylerden arındırmak için olmalıdır. İlim, bilim teknolojiye önem vermemiz gerekir ki refah seviyesi yükselsin ırkımızın ve medeniyetimizin devamlılığı olsun. Allah'ın bahşettiği nimetleri yiyemiyorsan, yüce Allah daha sana ne verecek?

Petrol konusunda ihtisas yapmış kardeşlerimizi ve bunların nezdinde öz ve öz Türk şirketlerini konsorsiyuma davet edilerek atılım yapılmasının kim sağlayacak?

Türklerin duygusal ve insana değer verdiğini bildikleri için, bozdukları ülkelerin, mağdur, aç olan insanlar ile oyalatıyorlar bizleri görmüyor musunuz?

Kim bilir yarın sıra hangi yeraltı kaynakları olan bilgisiz ve teknolojisiz Müslüman ülkesinde kan ve gözyaşı olacak?

Uyan Türkiyem ; birliğini, dirliğini ve ordunu güçlü tut.

Tanrı Türkü Korusun.

Sevgi ve Saygılarımla.

<