OSMANLI'NIN ZAVALLI MAYMUNLARI

Bu hafta toplum ve kültür tarihçiliğindeki en büyük otoritelerden olan Reşad Ekrem
Koçu’nun eğlenceli tarih perspektifinden, idam edilen zavallı maymunların hikayelerine
bakalım.
Osmanlı İmparatorluğu en geniş sınırlarına ulaşmaya başladığı asr’ı saadet
dönemlerindeydi. Yavuz Sultan Selim döneminde sınırlar Kuzey Afrika’ya dayanınca, karada
yakaladıkları gücü denizlerde de yakalamak amacıyla, Kuzey Afrika’nın gözcülükte pek
maharetli olan maymunlarını gemilerde kullanmaya başladılar. Bu yüzden eski yelken ve
kürek devri gemiciliğinde, her gemide birkaç tane talimli maymun bulunurdu. Bunlar, açık
denizde gemilerin direklerinin tâ tepesine tırmanarak korsan gözcülüğü yaparlardı; gayet
keskin olan gözleriyle ufukta bir gemi gördükleri zaman bağırarak haber verirler, gemiciler de
bir korsan çengine hazır bulunurlardı. Gazi köprüsü başında Sokullu Mehmed Paşa camii
Azap kapısı camii civarında da bir sıra maymuncu dükkânları vardı; tersane gemileri ve sair
tüccar gemileri için talimli maymunlar burada satılırdı. ( imparatorluğa getirilen maymunlar
sıkı bir eğitim sonrası gemicilikte kullanılmaya hazır olur ve satılmaya başlanırlardı.)
Efendim gel zaman git zaman Dersaadet’te maymunların sayısı epey arttı. Hatta her
ailenin bir maymunu vardı ve halk maymunları epey seviyordu.
Padişah Üçüncü Muradın dönemine gelindiğinde, sultanın hocası, pek kıymet verdiği
molla Abdülkerim efendi diye bir adam peydah oluverdi. Bu adam gayet mutaassıp, asabi, her
aklına geleni yapan, padişah üzerindeki nüfuzuna dayanarak kimseden korkmayan bir adamdı.
Gayrimüslimlerden hiç haz etmezdi, bu yüzden onlara o dönemde aşağılayıcı bir anlamı olan
kırmızı ve siyah giyme zorunluluğu getirmiş hatta Yahudi mezarlığına bir gecede kaçak cami
dikmişti.
Güzel konuşur, camilerde vaaz ettiği zaman dinleyicileri kendisine meftun ederdi. Bir
gün, hoca efendi bir kitapta - Maymun dine ve ahlaka aykırı kötü işlere âlet olur diye bir bend
okumuş, asabiyetinden ateş kesilmişti. Zaten maymunlara ve halkın onları bu kadar sevmesine
kafayı takmış olan hoca Cuma vaazından sonra hemen arkasına binlerce insan toplayarak
Azapkapısı çarşısına gitmiş, maymuncu dükkânlarını basmış, ne kadar maymun varsa
yakalatıp biçare hayvanları oradaki ağaçlara astırarak idam ettirmişti. Sonra ardından bir
ferman çıkarttırıp, yakalanan her maymunun en yakın ağaca asılıp idamı kararlaştırıldı. Halk
ta pek haklı olarak bu mutaassıp hocaya - Maymunkeş lâkabını takmıştı. Neden sonra
tarihçilerin yazdığına göre bizim molla öldüğünde bütün maymun satıcıları ve halk şenlikler
yaparak ölümünü kutlamışlardı.
Sevgili okuyucuya; daha ayrıntılı okuma yapmak için Reşad Ekrem Koçu –
Tarihimizden Garip Vakalar kitabı önerimizdir.

<