Oyun yeniden kuruluyor
İslam ülkeleri arasında mezhep savaşlarını kaşıma konusunda İran ve Suudi Arabistan başı çekiyor.
İran Şiileri temsil ederken, Suudiler ise Sünnilerin sözde temsilcisi…
Sözde temsilcisi diyoruz çünkü, Vahabilik sadece onlara özgü bir inanç sistemi.
Şimdilerde ise tümüyle ABD ve İsrail’in güdümünde.
ABD ve İsrail kışkırtması ile İran ve Türkiye’ye karşı her türlü provokasyonu da yapıyor.
Çünkü kendisini İslam dünyasının lideri görmek istiyor. Aslında bu fikir Suudilerin kendi görüşleri değil.
Suudi sarayını bizim bilemediğimiz bir entrika ile ele geçiren ve ABD’nin hoşlanmadığı tüm Arap milyarderleri bir otele hapseden zihniyet, özellikle Türkiye’ye karşı hasmane yapısını çözebilmek mümkün…
Arap yarım adasını egemenliği altına almaya çalışan ve elinde petrol silahının pekte önemi kalmadığını fark ettikleri gün kendilerine yeni bir politika çizdiler.
Yeni politika ise ABD ve İsrail ile sorunlu olan Türkiye ve İran’a cephe almak oldu.
Henüz Türkiye ile bir dalaşmaya girme cesaretini gösteremedi, ama el altından bölge ülkelerini Türkiye’ye kışkırtmaya çalışıyor.
Pek başarılı olduğu söylenemez.
Yanına alabildiği tek ülke BAE ile Türkiye’nin ezeli gizli düşmanı Mısır oldu…
Ancak bu noktada ilginç bir gelişme oldu: İran hızla bölgede yalnız kalmaya başladı..
Önce Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, İran’ı Suriye’deki güçlerini, özelliklede Fırat’ın doğusundan çekmesini veya etkinliği azaltmasını istedi…
Bu İran’a birinci şoktu.
İkinci şok ise Esat’tan geldi…
Esat’ı destekleyen 2 ülkeden biri olan İran’a Esat milislerini İsrail sınırından çekmesini istedi…
Esat, İran’ı İsrail’e Suriye üzerinden İsrail taciz etmekten vaz geçmesini istedi…
Bu İran’ın İsrail’e olan tehditlerinin sıfırlanması anlamına geliyor.
İran, şimdi bölgede kendisini kısmen destekleyen Türkiye’ye karşı ‘içten içe beslediği gizli düşmanlığı’ çok daha derinlere gömmek zorunda kalacak…
Çünkü elini uzatabileceği tek ülke artık Türkiye’dir…
Bölgede bütün denklemler değişiyor…
Taşlar yerinden oynuyor…